Büyüklere Masallar - 1

büyüklere masal tadında güzellikler serisi -1

gecenin en karanlık zamanlarında indi ilahi adaletin yazgıları
sessizliğin uykusu ağırdı henüz uyanmamıştı ruhlar kan uykudan
küçük güzellikler zamanıydı sonsuz evrenin köşe taşlarında
son ışığı da söndürmüştü artık aymazlığın mel'anet sürtüğü
o uyku uyanılmazdı artık vakti zamanı dolmuştu ihanetlerin


karanlığı yırtarak inerken cehennem ateşi ilkin dilleri kavruldu


sıradan bir işlemdi doğrusu anlamak zor değildi oysa anlaşılmadı
köşe başlarını tutmuş ihanet cellatlarına can pazarıydı o gece
keşkeler uzaktı artık Tanrısal gazap hükümünü sürdü her yerde
alınacak hesaplar defterlere sığmamış alevler halinde uçuşuyordu
dillerden başlayan yangınlara gözleri yürekleri eşlik etti hainlerin


ne büyük tamahkarlıkları vardı dünyanın malına mülküne tanrım
yanlarına alamadılar oysa bir toz zerresini dahi yoklara karışırken
kıydıkları her can çaldıkları her mutluluk an an geldi geçti gözlerinden
an' lar bitmiyordu yangın sonsuz biçimde çekip almıştı çirkin ruhları
belli ki şimdi erdemsiz ruhlara sonsuz bir ilahi azabın zamanıydı


kesik elleri bedensiz yürekleri tekrar ve tekrar yandı kavruldu







sıra onlara gelmişti nice mazlumları yakıp kavurmuştu ihanetleri
karanlıklarına gömülürken bir bir aydınlıklar kurtuldu zincirinden
adı yoktu azrailin hiç kimse ne görebildi ne de duydu feryatlarını
soysuzlara vaktinden önce beklenmedik anda geldi ilahi hesap günü
sonsuza kadar sürecek bir işlem için tek tek sorgu defterleri dürüldü



eli ayağı bağlanmış insanlığa ölüler şehrinin ölü adayıları gözüyle bakıldı
sesi duyulmayan nice "ah" ları yükseldi semaya duyulmadı duyulmazdı
kan oturmuştu gözlerine oysa yine de içine bakarak yalanlar söylendi
kentler birer mezarlıktı şeytanın havarilerine bütün kuşları öldürdüler
evler birer ceset torbasıydı toplu halde insan kalıntıları yok edilmeliydi


sonsuz azap çökmüştü ihtişama şeytana dost ruhları birlikte kavruldu


ilahi adaletin tecellisi karanlıklarını çekip aldı mazlumun üzerinden ihanetin
büyüyemeyen nice çocuklardı geride bıraktıkları kendinin yurduna hainin
hiç bilmediği coğrafyalarda tükettiği umutların ruhlarda sönmüş karanlıkları
bir avuç çirkefin çamuruna bulanmıştı gökyüzü ölü kuşlar sonra kanatlandı
gülümseyen çocuklar canlandı uzak ellerde umutlar renk renk uçurtmaları


aydınlıklar indi karanlığın üstüne o sıra bir azrail gökyüzüne dönüyordu ...


" her mazlum insan gün gelir bir gün bir çirkefin hem kaderi hem azraili olur




23 aralık 2016 istanbul

22 Aralık 2016 60 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 8 yıl önce

    Özü şu mu ;

    Her firavunun bir Musa'sı çıkar

    İyi şiir 👍

  • 8 yıl önce

    İnsan kendini ne kadar büyük görüyor şu evrende..

    Soluk mavi bir noktanın içinde minnacığız oysa ki

    Güzel ve anlamlı bir şiirdi tebriklerimle