Buz Dağı
Aşk kapıyı hafif aralamıştı.
Korkmuştum önceleri bundan.
Ama sonra inanmıştım yavaşça.
Sen bu kapıdan girdiğin zaman.
"Hoşgeldin" demek bu kadar zor olmamıştı.
Kalp ne kadar da mazlumdu.
Göz pınarlarım ağlamaya müsahitti.
Sanırım onlarda seviyordu.
Ay parlaklığını o günden beri yitirmişti.
Simsiyah bir rugan giymişti aşk.
Parlıyordu gecenin kör karanlığında.
Işık tutuyordu sanki ertesi yarınlara.
Buz dağının görünen kısmı güzeldi.
Ama içine girince acı oldu.
Ve ben o buz dağının içinde erimeye mahkum kaldım.
Aşkım da bu arada soldu.
Ben kimine göre neşe kaynağıydım.
Kimine göre ise kar tanesiydim.
Oysaki ben hep o buz dağının görünmeyen yüzü olmuştum.
İnsanlar o buz dağını görmek istemediler.
Oysaki ben ufak hayallerimi hep o buz dağının arkasında yazmıştım.
Aşkın kör kütük karanlığında masum bir çocuk gibi ağlardım.