Buz Tutar Ellerimi
''Sanmaki gelmeyişin,
unutturur bana o sevdakar gözlerini.
Söyle hangi deniz kurumuş ki,
üzerinden geçmeyince hiçbir gemi.''
Saçlarını,
bulutlara asmaya çalışan bir şairim ben.
Her su halim,
kanar toprağa sevgili.
Yüzümde onlarca çizgi,
usulca,
akıp gider ömür denen sayfalar.
Hüznüm,
şiirler bırakır kül rengi sokaklara
ve ben
göğü silerim çıplak ellerimle
ellerinsiz,
hep buz tutar ellerimi...
Hep acele ederim,
bir
kuş
zamanı
kadar tükenmeye.
Omuzlarımda kırılmanın tuhaflığıyla,
kentlerin içine akar gözyaşlarım.
Sana dokunmak,
bilirim intihar sayılır sevgili
ve bu yüzdendir ki,
bir yanım hep eksik anlatır hikayelerimi...
Beceremem güneşle konuşmayı,
yeşil denizlerin açıklarına saklanırım.
Uykulardan uyanırken kahve bakışlarım,
utangaçlığım ele verir beni.
Ruhum
anason kokularında yaralanır
kış yürekli
yağmurlar birikir pencere önlerinde
bir serçe adımı gökyüzüne yazar
dudağımı büker zifiri sözcükler.
Her bakışım tutsak,
her gülüşüm buruktur oysaki.
ve bilirim ki,
söylediklerim değil..
En çok,
söyleyemediklerim kanatır seni.
..eş zamanlı aynı şeyi düşünmek çokça aşka benzer şair ellerin bahsi ise hasrete tabidir hele ki '' buz tutmuşsa '' son demidir ömrün..güzel şiir tebriklerimle..selamlar...
söylenemeyenler ... çok anlamlı derin bir çalışma okudum mahir kaleminizden...