Caddenin Ötesindeki Yağmur
Erguvan masalı söylüyor yağmur
Hızlanıyor adımlar, denize doğru
Lacivert maiye evriliyor
Kalbim sana müptelâ
Kalbim hep acılara...
Dinmiyor acı,
Yol uzuyor ,suyun rengi kehribar
Bir çöl çiçeği doğuruyorum rahmimden
Geceler serin ve sensiz ,gün batımları kesik kesik inliyor batıl savaşların anlağında..
Düş bahçesi kuytusuna saklanıyorum
Mora boyuyorum göğsel yağmuru
Sere serpe uzanıyorum çiy buzulu tepede o ihtişama
İnfilak eden güz yapraklarından savrulurken konfetiler
Duasız,duvaksız bir elbiseden dönüyor damlasutoprak,ki olmuyor,doğmayacak,kutlanmayacak utkusu gelinciğin beyaz...
Oklar peşimi bırakmayacak
Ve ten hep yalın,kaldı, kalacak,alacaklı.
Yalvaç,ongun su pınarları yalnız...
Çağlayan bir geçmişin gölgesinden yan bakacak geçmişe gözlerim
Şimdi sağanak bebekleri gövdemin sen akacak
S'ana doğru...
Dışım çetin ceviz
İçimde beşik sallanıyor, siliniyor yok bir umman
Sallayacak bizi gizil korkulukları şehrin
Ki aman ki ne aman!
Bir uçurtma uçuracak sessizliğim sana doğru ,t/uzak,t/utkulu bir geçmiş uğultusu...
Kuyruğu kesik ,çıngıraklı
Yağmur mai,yağmur düğün ve belki de elvedasıdır bu yağan ışık,şu son ömrümün ...
Dizlerimde başın,dizlerimde saçların,okşanmayı bekleyecek düşlerimde ...
Masamıza örtü düş
Çocuklukta tin...
Lekeli geçmiş
Hep özleyecek kendini
Bendini aşan rüzgar gülü hep özleyecek ,o gölge tendeki umut terini ve fırtınada çıkaracağım göz bebeklerimi
Çıplak kalmışlığıma sığınacağım gözlerinden, kış sonatlarından uçuracağım güvercini
sanrılı bir kuşa sarılacağım
Kanatlarım darmadağın duman...
Ellerim yangın yeri...!
9 Ekim 2022 Pazar...
rain across the street.....
apieceofrose