Çağrı
Şu yer ve gök kubbe arasında,
Yaşam denilen gerçeğin içindeki,
Belki... en son ama...
En önemli detayı ve tanrının,
Bu sevdalı kuluna,
En güzel lütfü sen...
Sen, yaratılmışların en güzeli ey yar...!
Dün gece, yine seni gördüm düşümde,
Yastığına serilmiş/dağılmıştı o simsiyah saçların...
Öpüp koklayasım geldi, öpemedim...
Ne de güzel uyuyordun, melekler gibi,
Saftın, temizdin, kıyamadım...
Kıyamadım, sevip okşamaya...
Oturup izledim bir süre,
Sonra uzanıp yanına yatasım geldi,
Bırakmadı ki lanet...
Uyandırdı beni sol yan sızım,
Yine yaptı alçaklığını,
Hançer gibi sineme, girdi yalnızlığım...
Bak yine aklımdasın, çıkmıyorsun,
Sahte bir cennette, hayalinle bir başıma,
Cehennem azabını yaşıyorum...
Bekliyorum, geleceksin elbet...
Elbet geleceksin...
Geldiğin gün, o gün cennet olacak,
Ateşler içindeki bu cehennem bile,
O ay yüzünün, ışıl ışıl aydınlığında...
Bir sabah, tan yeri ağarırken,
Bana, ruhu çırılçıplak gel...
Gel ki.. silinsin yaşlanmış, paslanmış seneler..
Gel rüzgarınla sar beni,
Yalasın saçların yanağımı
Isıt beni, ateş teninde ısıt...
Şehvetinle azar azar öğüt beni,
Doldur yüreğine ılık ılık...
Çek ciğerlerine nefes nefes,
Beni sende sen bitir, bir gün biteceksem eğer...
Kar çiçeğim, bak kendimi sensiz tüketiyorum...
Ne olur artık gel, gel bakışlarınla,
Yine alev alev sev beni...
Aç yüreğinin kapılarını, al beni içine,
Yağmurlar çiselerken, kan ter içinde seviş benimle,
Bilsen de son nefesimdir, nefesine karışan nefesim,
Sakın durma yine de sev beni,
Sar beni, çözülsün bedenimdeki bu zemheri kıyameti...
____________yorgunkalem...