Çalınmış Dakikalar
Ne söyleyebilirim,
Bütün kelimeleri sahiplenmişken,
Ancak ruhuma bir fiyat biçebilirim!..
Sanki vücudumda dişli acı çiçeği açıyor da,
Öyküye uyulacak şekilde
Yeniden yazılıyorum.
Atlı karınca şeklinde gece lambaları...
Süzülen renkli demet ışıkları...
Düşler siliniyor,yük yüklüyorlar.
Sokak lambaları kıpkırmızı
Gece kanıyor
Yeraltı tanrıçası treni bu
Sağır vede dilsiz
Hadi yağmala.
Bir biyografinin kara kalemle çizimi.
İçinde kör pencereler...
Derinliğinde taş labirentler...
Kupları olan cam kapılar...
Hepsinde kilitli açan nilüferler.
Kayıp.
Burada bu var.
Islak bir sokağa vuruyor yansımaları.
Kül olmadan önce alabildiğini al!..
Kadınlar var tıpkı bana benzeyen,
Çığlıkları bir alçalıp bir yükseliyor.
Sonunda yatağı kurumuş bir nehir,
Bataklık halinde denizle buluşuyor.
Birde mektuplar o son yazdıkları var.
Kırık, gizli parçaları toplasam.
Bir ayyakkabı kutusuna doldursam.
Makas kesmeye başlıyor.
Sözcükler tel tel yere dökülüyor.
O an mı karmakarışık düşünceler,
Birbirinden vagon vagon ayrılıyor?..
Yine gölgesine çekiliyorum
İliğimde,kemiğimde anılar.
Hani güven verecekti,avutacaktı!..
Acılarla dolu ayrıştırılmamış bir Dünya'da
Kaybolmaya karşı
O eski denklemden ne kaldı ki geriye?..
Hayal gücü illaki ihtiyacı olanı kullanacak,
Diğerlerini atacak.
Zihin de bir bulut,bir duman.
Hiçbir şeyi saklama.
Yak gitsin.
Nasıl olsa küllerinden yeniden doğacaktır.
Tebrikler,güzel şiirin için. Yak gitsin.
Nasıl olsa küllerinden yeniden doğacaktır.