Çam Ağacım
sen gönlümde bir çam ağacısın,
dört mevsim yemyeşil kalan çam ağacım.
ne bir yaprağını döktürürüm kirli sokaklara,
nede tohumunu ektiririm namussuz topraklara...
ebediyen ekilip yemyeşil kalmaya mahkumsun yüreğimde ey yar!
söyle içinde sen olmayınca,ormanım olsa neye yarar,
seni istiyor diliyorum rabb'imden yalnız seni,
dallarında savrulmaya razıyım sonsuza kadar...
mühür gözlüm,şiir sözlüm,ay yüzlüm,
kapılmış gidiyorum senin yegane sevdana.
hani dinimize iple değil,damarları ile bağlıdır ya hz. mevlana;
işte bende öyle bağlıyım sana,yemin olsun yüce yaradan'a...
sen benim çam ağacımsın ey sevgili,
yangınında benim suyunda,
yaprağında benim dalında,
gölgende benim güneşinde...
ısırgan otları sardı etrafımı senden ırak,
biliyorsun sensiz her yanım kurak,
gel hele gölgende azıcık oturak,
divane gönlümde cennet-i sırat'a dek sensin son durak...
beni arzulaman biliyorum pek tekin,
gönlünü okurum bilgin olurum,
leyla yaşarım,mecnun ölürüm,
hasret ekerim mutluluk biçerim, olsanda tarlamda en son ekin...
serseri gecelerin avlusunda bıraksanda beni,
bir rabb'imin bir de senin aşkına kan döker kılıcım.
her ormanda yansada çeşit çeşit ağaçlar,
sensin benim yemyeşil kalan çam ağacım...