Çaresizliğin Bana Avuç Açtığı Saatler
ömrün geçiyor,
günler geçiyor durmaksızın
daha henüz belirlediğim,
hedeflere ulaşamdım.
didiniyorum,çabalıyorum,
yetişemiyorum zamana
yirmi yıl emek vermişim,
hayata ve yaşamaya...
gırtlağımdan tutmuş saatler,
çekip götürüyor yine
bense sadece bakınmakla yetiniyorum
olanlara
bazen ağlıyorum sinsi bir köşede
ama nafile
bazende ölmek istiyorum
sessiz karanlık bir gecede,
ama;
insan istediği zaman olmuyor bazı şeyler
ve çaresizliğin bana el açtığı bir zamanda,
başlıyor saatler
başlıyor sorgulara ümitsizliğim,
yarınlara olan güvenim
biri bırakıyor biri başlıyor
aklım karma karışık bir vaziyette
ne yapacağımı bilemiyorum,
sadece bakmakla yetiniyorum..
kartal olmak istiyorum bi ara,
göklerinden o derinliklerinde
hayata birde yukardan bakmak istiyorum
daha mı değişik görünüyor acaba,
yeryüzünün ahengi
bazanda bir yağmur damlası gibi,
topraklarda kaybolup gitmek istiyorum kendime acımadan
hiçbiri olmaz yine,hayalden öteye gitmez
ve başlar çaresizliğin bana avuç açtığı bir zamanda
saatler yine...
bugün günlerden pazar,
elim çenemin altın düşünüyorum
sigaramı ve çayımı ağır ağır yudumluyorum
bir güneş doğsun istiyorum,
beni boğan karanlıklara inat
bir de umut,
bir ağaç gibi yeşerip al al meyve versin
bir cellat olsun istiyorum,
üstüme çöken şanssızlığı,
beni yiyip bitiren hasreti,
birda alnıma silah gibi dayanan çaresizliği
tek kalemde idam etsin...
ama;
hiçbiri olmaz yine
hayalden öteye gitmez
ve başlar çaresizliğin bana avuç açtığı bir zamanda
saatler yine...
27/10/2002
saat:13:00
bugün günlerden salı ve bende sigaram ve çayımla beraber okuyorum şiirinizi içten ve sıcak bir anlatımdı hocam yüreğinize sağlık👍👍👍👍👍👍👍👍