Çare/sizlik
Yerle yeksan olmuş bir gönlün
Duvarları örülüyordu yekpare
Her köşesi tarumar olmuş
Kalp evimin ocağı otağı yahut bucağı
Çaresizliğin dizlere kapanış saatleri içerisinde
Sızlıyordu ellerim, umutlarım, gözlerim ve yaşlarım...
Ruhum, Azrail ile karşılaşma titremesinde
Titriyordum soğuk bedenimle yahut imkansızlıklarımla
Ruhumun solukluğu kayboluyordu dünyanın sinemasında
Gözlerim karanlığın hiçliğinden boşluğa bakarken
Ellerim ise dinlerin mabedine doğru uzanıyordu
Kimi yerde semaya doğru kalkıyordu yakarış sessizliğinde
Kimi yerde simaya dokunuyordu yağmur kokusunda
Kimi yerde ise toprağa değiyordu kirletilmiş hissiyatında
Öylece sessiz öylece çığırtkan öylece figan...
Her çığlığın ardından bir taş örülüyordu
Gönlün Kabe-i Muazzamasında
Kara kefen serili taşlarında
Altın oyması gözyaşı akışında
Belki bir buruk acı
Belki bir ses suskunluğu
Her suskunluğun ardından
Bir harç katılıyor gözyaşının saydamlığına
Bir bir yerleşiyordu
Ağlayışın soğuk titremelerine
Bir soru yükseliyordu o an ruhumdan
Neden gülümseyemiyor yüzüm
Neden gülümseyemiyor çocukluğum
Neden gülümseyemiyor sevincim
Neden gülümseyemiyor geleceğim!
Yoksa
Yok mu oldu
Kaderim, gençliğim, sevincim
İçimde büyüttüğüm çocuğun sesi suskun
Ellerimle dizdiğim odam yıkık dökük
Seyre daldığım filmler kayıp manasız
Aşkın eli mi değdi de yıktı mı
Yoksa ecelin tırnakları mı dağıttı paramparça
Ne idi ne oldu
Ellerimle yeşerttiğim gönül cenneti bahçem
Neden bu kadar soluk bu kadar kül
Kimler yaktı kimler yıktı kimler ezdi geçti
Kızıl goncalarımı kimler kopardı
Gözyaşı tasımı kimler kırdı attı
Umudumun güneşini kim kapattı
Karanlığın ecelinde, ecelin orağında
Gönül cennetim neden zifiriye döndü
Kimler azletti beni yüreğimin tahtından
Sorularım çınlatsa da her devran devrini
Cevapsız kalıyor kudret kaleminin ucunda
Tanrı sessizliğe bürünmüş
Melekler ise kanatları yolunmuş gibi durgun düşmüş
İblis dahi cevap veremez hale eğilmiş vaziyette
Dizlerim yüzümü okşuyor dayan diyerek
Kapanmış iki elim iki yana
Göğsüm ölümün okuna siper alarak
Gözlerim ise ışığını kaybetmiş
Dilim suskunluğa yemin etmiş
Ellerim yaralı duaların medetine aminli
Bana kalan ise
İki taşın arasında bir avuç konur rengi