Çay Bardağı
göğsümün sol yanını çimdiklerken o yara
şahadet parmağım kısaldı
yüzüne değerken,
ellerimin titremesinden korktum en çok
senden gayrı
rüzgâra savrulacak gibi
kopacak gidecek başka bir mekânda kırılacak sanki
meğer ne büyük korkuymuş
ateşini almak gamzenin
ılık temmuz sallarken o tekneyi, yakarcasına sarılmak şakağına
daha senden gayrı doğarken gün ışığına
yamacımda savruk anafor
dudaklarım geceden kalma
görmek ve silmek
avuçlarımdaki daralan çizgileri
hayatı uzatır gibi, kandırmak çocuksu
zor
aynalara bakmak artık
gidişi izlemek kendi gözünden, henüz doğmuşken
boyumca zıbınlar bulup
somurmak ana memesini yine
ve bu kadar ezberlemişken ninnileri, dinlemek
hele tüm makamlar
zorlarken dimağı
keman sesi kokuyorsa yakamozun dövdüğü köşe, artık aşınmışsa
asırlık hikâyeler üşüşmüş başına
acıların yorgunluğunu sırtlanacak omuzların nasırlı, dermansız ise
erken gelmişliğin anasına
geç kalmışlığın avradına söverken, içinde son kalan kırıntı
kadehler küçülür
çay bardağına saklanır buzsuz ve susuz rakı ...
görmek ve silmek avuçlarımdaki daralan çizgileri hayatı uzatır gibi, kandırmak çocuksu
zor aynalara bakmak artık gidişi izlemek kendi gözünden, henüz doğmuşken😙👍😙
Misafirinim yine.... bir bardak çay içimliği kadar değil ömürlük olsun şiirlerinden içeceğim duygular..😙 Kaleminin izi silinmesin Gardaşım...😙 çok güzeldi...👍