Çay İsteyen
Kafa tasımdaki pencerelerim kapanıyor artık,
Gönül gözüm, vücudumu kaplayan,
sarılığın yerini karalığa bırakıyor,
Göz kirpiklerimin, birbirine değmesiyle birlikte,
Göz kamaştıran matlık kaybolup geri diriliyordu.
Kıpır kıpırlık hissi duygularımdan
şu andan sonra mülteci,
Umut ipliğine bağladığım mutluluğum
artık içimdeki adrenalin'e gurbetçi,
İçimdeki savaş, alyuvarlarla birlikte boğulan
hicran'a dönük gözyaşı hissi gibi,
Hıçkırıklarına batarak ortaya döküyor bu iğrencliği.
Aşık insanların yaptıkları, hurafe geliyor beyin hücrelerime,
Vuslat kelimesi ise boş geliyordu,
bakımsızlıktan kir pas içinde kalan kulaklarıma,
Saçlarım kendi içindeki aşk konusunda, fikir ayrılığına düşmüş gibi,
Bir tarafı kuzeye, diğer tarafı ise güneye bakmakta,
Hissiyatlarım desen yolunu kaybetmiş bir bedevi gibi,
Kalbim ise harabe olarak adlandırılmış kaybolmuş,
aşk kılavuzlarında,
Şansızlığım desen, insan üstü varlıkların hissedip
yaşanılması mümkün olmayan bir rüya halini almakta.
Ne hekimler, Nede sen gibiler açıklıyordu bu istisnalığımı,
Tek ok işareti hayat'ın gerçekciliğinden kesit almış,
Yaşadıklarım, gösteriyordu senden miras kalan gebeliğimi,
Sanmayın ki yüzümden düşenlerin hepsi gözyaşları,
Bunlar sadece, dünya'ya getireceğim yalnızlıkların şerefine,
gözlerimde demlediğim mutluluk çayları..