Cemal'e
Hatırlar mısın bilmem
Hani teneke altlı topaçlarımız vardı yuvarladığımız
Yeşil tutamaçları olan
Onlardan biri geçti elime de sen
Dan diye düşüverdin yüreğimin kenarından böğrüme
Nasıl unutmuşum seni bilemedim kardeş
Birden kısa pantolu ile koşturmaya başladım çocukluğumuzun geçtiği o fakir mahallede
Köşebaşlarında çeşmeler vardı sarı uzun musluklarıyla
Susadığımızda ağzımızı dayayıp su içtiğimiz
İşte veletlik edip erikleri Kozak yiyip karnımızı ağrıttığımız o mahalle
Eğri demirden sokak lambalarında kale kapmaca oynadığımız
Uzun çınarlarının altında İstanbul hayali kurulan
Hani sen motor ustası bende kaportacı olacağımız hayaller
Kardeşler motor- kaportayı kuracaktık da
İşte neler neler
Fakirliğin en zengin hayalleriydi bunlar
Sonra baban öldü
Sen birden büyüdün
Biz çocuk kaldık senin gölgende
Sustu dilin gözlerin ve
Annen evlendi hıyarın biriyle
Aldı gitti sizi
Kaybettik biribirimizi
Ara ara düşündüm nerede ne yapar şimdi diye
Olur da aklına düşerim ararsın diye eski mahallenin muhtarlığına adres ve numaramı da bıraktım da
İşte ya hiç düşmedim aklına
Ya da uzun yolar dağlar denizler
En acısı da zaman girdi aramıza
Unuttuk birbirimizi
Beni sorarsan kaportacı olamadım
Yetenek yokmuş birşeyleri düzeltecek
Bi hastanede yöneticiyim şimdileri
Ve hala içimde o çocuk
Bir elimde engin denizler bir elimde mavi gökyüzü
Ceplerimde bilyeler
Emlak bankası tahta bankında
Geleceksin diye seni bekler