Cemile Ve Düşüm...
Bir iç sıkıntısıyla yürüyor yaşamı
Yürüyoruz yaşamı
Ayrı ayrı!
Tel örgüler içinde yürüyor
Düşlerimizi kanatarak yürüyoruz
Parmak uçları vuruyor çakıl taşlarına
Vuruyor kendinden habersiz.
Oturuyor ilk bulduğu oturulası taşa ya da duvara
Ne fark eder sert ve soğuk
Rüzgâr saçlarını savuruyor; o rüzgârı savuruyor.
Dalıp dalıp gidiyor; bir beklentinin peşinden.
Gidiyorum bende onun peşinden
Yoluyor otları kopararak teker teker
Koparıyorum bende insanlığımı bedenimden
Ve tekrar koparıyor en uzunlarından
En uzunlarından dedim!
En derinlerinden ya da derininden
Gökyüzüne bakıyor ardından
Bakıyor, masmavi kara bulutlar.
Bilsem ne düşündürüyor bu kadar?
Bilsem ne düşünüyorum bu kadar?
Ne acıtıyor bu tatlı canı?
Acıtarak deniyorum; acıttığını bilerek deniyorum!
Geçmiş mi? gelecek mi? yoksa şimdi mi?
Başını önüne eğdiren
Böyle zamansız!
Ve kayboluyor!
Dalların arasından cemile ve düşüm.
Kayboluyor ve kayboluyoruz hep buradayken.
arifi