C/esaret
Bir zaman vardı,
Karanlık gecelerime ışık düşürdüğün o anlarda,
Vazgeçebilirdim senden,
Bir deniz feneriydin belki, ama kör bir dalgaydım ben.
Unuttum senden vazgeçmeyi,
Unuttum çünkü ellerin kalbime bir zincirdi,
Zincirin her halkasında bir düş, bir rüya.
Sonra vakit geçti,
Ve ben fark ettim ki artık sen,
Bir alışkanlıktın gözlerimde.
Şimdi gitsem, rüzgar gibi kaçsam senden,
Ayaklarım geri döner, her adım bir tökezleyiş olur.
Senden uzak olmak,
Bir çiçeğin suya küsmüş hali gibi;
Solgun.
Yıllar geçti,
Ve ben kendime alıştım;
Yalnızlıkta yankılanan bir melodi,
Kendi sesime tahammül etmeye alıştım.
Ama her şeyden,
Hep sonunda pişman olurum.
Özgürlüğün düşünü kurarım gece gündüz
Yarım kalan hikâyelerimi tamamlamak için can atarım her serefinde .
Prangalarım düşürür beni koşmaya başladığım zaman.
Zincirlerimle oyun oynamayı öğrendim yalnızlıktan.
Bir cesaret gerek şimdi bana,
Ama olmaz,
Artık biliyorum.
Bilmediğim nedenlerle,
Ama biliyorum.
Sen,
Her köşe başında adını fısıldayan rüzgarsın,
Gözlerimin ucuna sinmiş bir şarkı.
Ve ben seni içimden atmaya kalksam,
Gökyüzünü silmek gibi olurdu;
Mümkünsüz.
Şimdi,
Bir kurumuş yaprak gibi düşsem de,
Köklerim sende gömülü.
Bir dağ olsan, zirvene varamam;
Bir deniz olsan, kıyını bulamam.
Sen benim kalbimdeki de,
Ve sustuğum tüm cümlelerin yankısısın.
Şiirinizi beğendim. Aşk bir cesarettir ama araya bencillik çıkarcılık girince esarete dönüşür.