Cesetler

gereğince konuşmadık hiç
kaçak güneş gibi
bir göründük bir kaybolduk
şu klasik bulutların arasında
şimdi ne mi isterim
ya da ne mi isterdim
bilmiyorum
şu bilmiyorum sözcüğünüde
işin aslı sevmiyorum
ama bilmiyorum işte
kollarımın arasında da değilsin
sitem yapacak günleride harcadık
olsaydık diyebileceğimiz anlarıda
bu gün şöyle bir baktım
dümdüzdü her şey
bilindik kavgalar
bilindik sesler
bilindik sarılar
her halde kimsenin dikkatini de çekmemişti
bilindik bir güvercinin ölüsü
kimse eğilip bakmamıştı
kimse görmemişti
asfaltla birleşen gözlerine
ya da bana öyle gelmişti
o an için
içim ezilmişti

şimdi sabahın kör vaktinde
ne mi isterdim
işe gitmek yerine seninle sevişmeyi
çırılçıplak mutfakta makarna yapmayı
bilmiyorum
belki kahvenin buharlarını üfleyip içerken
bahçe de biriken yapraklara dalarak
hımmm hımmm evet evet demeyi gibi
gereksiz ne varsa konuşmayı
köpeklerin ilişkilerini
dönmeleri
travestileri
normal ilişkileri
duyguları
her hangi birileri gibi
magazin haberlerini
sağa sola ana avrat dümdüz gitmeyi
bilmiyorum
belki bunları isterdim
sonra gülmeyi
katıla katıla
hatta gaz çıkarta çıkarta
sat bu dünyanın anasını demeyi
diyebilmeyi
cesaretim olsaydı eğer
sırtımı dönebilseydim
seni sevmeyi adam gibi
...eğer
becerebilseydim