Çeyrek Asır Eder Gençlik
Çeyrek asır eder ömürde gençlik
Uçmak bir nevi
En güzel yorgunluğumuzdur
Bir genç kartal gibi
En güzel
En güzel
En güzel çağlarımızdır
En güzel
Ama bunu tartışalım
Kime göre, neye göre
Güzel olan şey ne
Onu bilmek gerek başta
Paranın kölelerine mahsus bir şeydi bu
Aşk ve yaşamak
Bense cüzdanımda annemin resmi durur
Çünkü
Kölenin paraları olmaz
Neden alışamadım dünyaya
Bana verdiği acılardan başka bana ne hediye etti
Annem babam ve ben uçuyoruz
Evet uçmak bir nevi demiştim
Güzel ama kime göre?
Uçurumdan düşünce biz
Dayanmasaydı yani acılar
Güzeldi gençlik
Ve aşk
Yazmak aklımın ucundan bile geçmezdi
Yaşamak da
Annem ölmeseydi
Ölmeyi de yaşamayı da çok severdi benim ellerim
Ağlasam bir yağmur kadar bereketli
Çocuk gözyaşları akardı gövdemden
Bir resim ki hiç yırtılmayacak
Ölümün resmini vereyim mi size?
Üzerine devrilen bir ağaç
Yüzü koyun bir anne
Evet, yaşamak öldürdü beni
Ama yapılacak bir şey de yoktu
Gövdem, intiharı güzel gösteren acılarla dolu
Haram olan şey aslında ne kadar güzel
Bu bir gençlik ölümüdür
Zaten mertlik de artık mermerler granitler altında yatan bir ölü
Öldü
Ne kadar basit bir kelime değil mi
Öldü
Yani son
Yani bir daha gelmeyecek
Bir mızrak çıkarıldı mı yaradan
Artık yaşamak da aşk da yalan
Yani soldu o acı
Öldü
Ellezî
O öyle bir acı ki
Bende bir yeşil filiz gibi
Anlatılamayacak
Yani
Bir ev var ama kimse yok
Yaşamak güzel, ama nedir o ki
Güzel olan şey
Sen
Bir hazıra avrat
Unsurî
Yardım et bana
Aşk
Ellerim gül kopartan bir katil
Dikenlerin en güzeli bendedir
Perdeler başka acılara gizlenmekle bariz
Pencereler bizi yanıtlacak kadar güzel ve temiz
Çeyrek asır eder bir ömürde gençlik
Yazgım öyle çetindi ki
Beni acılar ayakta tuttu
Derin acılar
Gecenin bütün karanlığını barındıracak kadar derin
Bana bir açıklama yapılmayacak
Bir ihtimal daha var
O da Allah
Bana bir imtihan sunmuş diye avunmak
İnancımız gereği olsa gerek
Susmak
Başka ne gelir elden mi
El var ama neyi tutar
Elimizde kayıp gitmeyen ölümden başka ne var?
Annem aglardı
Babam ula ula ula derdi
Ablam
Sakat olan kızı için
Konuşamayan dilin mahşerde aleylehime değil de lehime konuşsa kâfi güzel kızım derdi.
"Hayırlı bir anne olabilme duası ile"
Güler yüzlü bir yanım yoktu yani
Üzüntüden açan çiçekler vardı bende
Acılar içinde büyüdüm, acılar içimde
Haz veriyor artık bana acılar
Yaşamak ne zor bir zanaat
Şimdi yemek saati
Ablam annemin yemeklerini anımsatmadı bana
Allah razı olsun ondan çünkü beni kuzum diyerek severdi
Kuru soğan kadar güzel olmayacak sofram
Karım olsa bile beni anlamayacak
Bir gençlikti ama kursağımda bir lokma gibi
Örs yüreğim
Balyozu kim
Kimlerin parmak izi yok
Uçmak istemeyen bir kuş
Yorgunluk nasıl tarif edilebilir
Bir mesleği Marangoz
Bir mesleği Elektrik
Biraz da şair olmak
Beni nasıl bir hayat bekliyor
Gençlik bir şekilde
Ama baba olmak ne yaman
İğrenti ve haz
Benim için artık yanan bir kibrit kadar az
Artık daha kolay değil hayat
Çeyrek asırdan sonra yaşamak
Uçmak güzeldir
Ama uçurumdan değil
Yaşamak zorundayız her şeye rağmen
Olmasa bile
Bir şeye rağmen
Çünkü biz yaşamasak
Çünkü biz yanmasak
Konuşmasak
Çocuklara borcumuz biter mi?
Çünkü biz yazmasak
Sorular cevaplarını doğru sanacak
Çocuklar bunu anlamayacak
Ama en sonunda bunu kavrayacak
Böyleymiş meğer yaşamak
Şimdi dört bir yanımda kaygı
Ev ekmek
Azı gitti çoğu kaldı demek
Ömer Altıntaş
Çünkü biz yazmasak Sorular cevaplarını doğru sanacak.
Yazalım şair. 🧿
Şiiri okurken Şükrü Erbaş 'ın dizeleri eşlik etti sonra : "Bir yanım gündelik şeyler/ Evdir ekmektir/ Yaşadığım kaskatı; Bir yanım olmadık türküler söyler/ Yoldur özlemdir/ Benim en güzel düşlerim/ İçimde kaldı." Ruhu olan şiiriniz için tebrik ederim. Sevgiyle.
Ömrünü yüreğe işleyip şiire dokunmaktan kaynaklı sanırım, bu şiirlerin bir ruhu var. Şiiri ok