Çığ
Rüzgârın toy avuçlarında düşler
Uzun uzun yollarla dağıldı
Dönüp geriye baktığımda içindekiler
Boşluğa el sallayan boşluk mesafesi
Kulaklarımda sessiz resimlerin tuzlu kuraklığı
Derinden uysallığın dalgasıyla daireleşen
ki
Hangi yöne kırsam dizlerimi
Eski bir meşale.
Uykuların çıplak aydınlığında umudun güvercinleri
İçimizin tenhasına yerleşen
Yağmurla vardığımız gecelere
Usul usul sis inerken
Ay karanlığındayım
Örtüyorum üzerini rüyaların,
yaraların..
Zamanla alışıyorum
Kayboluşların çığ eteklerindeki nazara
Sesimin ipliğinde
Gitmeye duran ayaklarım var
Kaldığım yere durduğum Araf mürekkebiyim
Hep kelimelerin derinliğindeki beyaza
Şarkılar söylüyorum