Ciğeri Beş Para Etmez Şehir

Fırıldakların içine gireli öğrendim
Rüzgarın nerden eseceğini bilmeyi
Tünellerin sonundaki aydınlığa hasret dakikalarda
Umudu bitirmeyi öğrendim
Elim mürekkep kutusunun içinde
Rengi kırmızı, kara inat edercesine
Çizgilerin sonunda yeni başlangıçlar gördüm
Dirilişlerin serseri resimlerini
İçinden ayırdım kırmızı renklilerini
Geriye kalanların hepsi siyahtı.

Yeri dümdüz beyazlatamadı gökten düşen kar taneleri
Sokağın birinde kırmızı kanlar vardı
Diğerinde siyah kabzalı oyuncaklar
Yeni sokaklara onlar hakim
Ciğerlerine su kaçası şehirde
İyileri görmedim

Derinlerinde ağır sancılar hissettim
İki gözlü dev üzerime üzerime geliyordu
Bendeki rengin adı zaten kırmızı
Onun ezmesine ne gerek vardı

Görenler biliyordu siyah kabzalı oyuncaklardan çıkan
Sarı renkli uzantıyı
O benim ciğerlerimde patladı
Ciğerlerine tükürdüğümün şehrinde
Ciğeri beş para etmez insanların elinde
Kusturmayı bilmeyen oyuncaklar

Uyandığım zaman topraktaydım sanki
Ellerimi hırs bürümüş
Düştüğümde de kalkmayı öğrendiğimde de
Yaşım onüç

Hatırası kaldı elimde
Güneşimi kaybettim ciğeri beş para etmez şehirde

02 Kasım 2008 29 şiiri var.
Yorumlar (1)