Çığlıklarla Öpüşen Masallar
Gerçekler hayalleri vahşice okşadı önce,
Hayaller rüyalara çocukça el salladı.
'Hiç bitmeyecekmiş' dedikleri masalları dinledim
Üçüncü şahısların ağzından.
Yitirilmiş masallarda bulduğum mısralar başladı ardından.
Soğuk bir ürpertiyle inledim!
Sihirli bir değnek kafamı yardı!
Düşlerim bir faytona dönüştü,
Kalemim hizmetkarım oldu,
-Her zaman efendim olan-
Silgim bir peri suretini aldı..
Ve 'Anka Dağının ardından Kaf kuşu gelene kadar'
Süre verdi bana.
'Vaktinde dönmezsen çok acırsın' dediler;
'Zevkle!' dedim,
Acıdı...
Gittim
Boş beyinlerin hayalet suretini aldığı
Yaşanılası diyarlara.
Yüreğimde kutsal bir aşkın masumiyeti,
Gözlerimde bütün hiddetiyle Azrail!!
Yanaklarmda annemin öpücüğü...
Uzaktan el salladı döneceğini sandığım melekler.
Ve uyandım!
Bir çığlık kulağımı, bir çığlık bedenimi,
Bir çığlık bütün dünyamı,
Bir çığlık iliklerime kadar BEN'i titretti!
Titredim ve kendime geldi
Alnımdan ve gözlerimden soğuk terler akıyordu,
Dilimde ihanetten kalma ekşimsi bir tat...
Ruhumda sonsuz bir acı...
Ve dilimde yine o tat, dilimde bütün sevdam..
"Akrebin kıskacı" derdi Üstad,
Ben "Ölümsüzlük iksiri tuzlu olmuş" diyorum:
Yanıyorum ulan,
Yanıyorummmm!!!