Çikolata Tadında Sevmek
Her yeri, senin eşsiz güzelliğin doldurur,
Sevmeyi unutmuş katlaşmış bedenime can oldun ve sevmeyi öğrettin,
Güneş misali gülen, ay tanrıçası o nazenin bedeni,
Aya kızgınım bu gün senin o parlayan güzel gözün ile kendini kıyaslıyor diye,
Bazen de ırmaklara ve sümbüllere kırılırım, senin o eşsiz güzelliği ile boy ölçüttü diye,
Sen ne kadarda uzaksın ne kadarda ulaşılmazsın bir bilsen, sen bir muammasın,
Bazen bir hayal bazen de bir su gibi tutulamaz ama berraksın..
Bir gün, hiç umulmadık bir ağacın gölgesinde buluşursak,
Ve yine hiçbir şekilde hesapta olmadan karşılaşırsak bir davada,
Ben sadece bakıp duracağım inan senin o eşsiz güzelliğine ve dayanılmaz cazibene,
Hasretler; bazen güzelle, hasta eder adamı bilir misin?
Bazen ufukta bir umut belirir ya, insan ne yapacağını bilmeden eli ayağı birbirine karışır,
Bende kenara vurulmuş bir balık gibiyim, nefes alamıyorum, çırpınıyorum...
Sen bendeki beni aldın gittin, zaten olmayan aklımı da başımdan aldın,
Sen her şeyin en güzeline layıksın bilesin kır çiçeği,
Seni ve eşsiz güzelliğini görmeyen kör gözlere yanarım,
Sendeki o keşfedilmemiş güzellikleri görmemek ve Çikolata tadında sevmemek ne bedbahtsızlıktır,
Seni çikolata tadında sevmek ve umut etmek,
İdamlık sehpasında ki mahkumun hayatı arzulaması kadar güzel duygudur,
Çikolata renkli kır çiçeği, yaban gülü, su gibi berrak, ay gibi parlak,
Arı kadar sanatkar, karınca kadar çalışkan,
Hakim kadar kararlı, savcı gibi sorgucu, avukat kadar masumların koruyucusu çikolatasın bilesin...