Çingene
bak yine şalterini kaldırdı gün İstanbul'da
mesaisi biten sokak lambaları evlerine dağılır birazdan
korna sesleri devralır sokakların davetkar halini
sabah olimpiyatları başlar tüm istasyonlarda
otobüsler yalan söyler duraklar banka kuyrukları
yalan söyler martılara yem olan vapurlar
en az herkes yalnızdır İstanbul'da
dalıp gitmek Beşiktaş'tan denize
bazen kalmak durmak Beykoz'da orman içine
piknik için pazarları beklemek
ortada kuyu var diye inanıp yandan geçmek
ve düşlemek
hiç dönememek sonra bu şehre mahsustur
bir milyon kişi geçer önünüzden
iki milyon omuz
sarılıp da ağlayamamak hiç birine
bu şehre mahsustur
dilediğince gülmek sizi görenlerce delirmek yani
İstanbul bu metanetli çingene
zillerini takıp oynamaya başlayınca önünde
umutlanmak Ortaköy'de Bebek'te
bu şehre mahsustur