Çıplak Sancı
bir uzak sabahta denizin
rüzgâr toplar ellerim
her şey olabilir
karanlığın ruhu sustuğunda
nehir yataklarıyla suları sırtlar
bir ayağımda dünya
soluğum geçti buradan
az önce burada
yüzüme düş biçti ağaçlar
alnımın aydınlığı yosun dalgını çiçek
-dilsizim-
satır arası boşluğun güneş ısıtan lekesi
harf kıran üşümüşlüğün mevsim çığına astım ellerimi
geçip giden şeylerin su söylenceli gazelinde
aydınlatırken uzakları ateş
büyüdü saçlarımda kızıl
en çılgın dudaklar
g’özlerimin aynasını ıslıklar
kanar ay
buruşur parmağımın ucu
kelime ıslağına
ne zamandır burada
tepeli yumruğun çocuk ayaklı siluetine
kül döker yeryüzü
yüzüme baksın kuş kuytusunda
uyuduğum yol
göğsüme yapraklarını açan düş renginde
’sus’ geceyi...
zaman
şiirin derinliklerinde kayboluyor
her şey oluyor
kapatılan kapılar gemiler taşıdığında
gün buğün doğuyor
......
Bismillah! .... Bu kadar ağır mıydı acaba üşüyüp de örtünememenin sancısı!
Özlemek de beklemek de her ikisi de yan yana gelince, soluk alması bile zorlaşıyor değil mi insanın.
Ağrı dağı gibi ağır olsa gerek bu durum
Beklemek, ağrılı bir sancı Beklenenin gelmesiyle başlayan kutlu doğum Sonra nur topu gibi bir sevincin hayata gözlerini açması.. Adına da turuncu denilecek, dakika dakika büyüyerek mutlulukla olgunlaşacak, aşkla tamam olacak
O halde sadece sus ve bekle.
ve uzaktan sevmek; Zindan kapısından bakar gibi Kafesten özgürlüğe kanat çırpar gibi Karanlıktan aydınlığa bir selam çakar gibi.
Gökyüzünden bir cemre damlasına dalar gibi. İzine yüz sürüp canına sarar gibi.. Rüzgârla bir kokuyu banar gibi..
Karanlığın ruhuna sus insin der gibi Aydınlık konuşsun sadece Sular dinsin Yüküm hafifkesin der gibi Az önce, oradan geçen soluklar dirilsin Düşler çiçek açsın Ay düşsün geceye Işıklara yol verin der gibi.
Ve şiirin derinliklerinde kaybolan ve yüzeyini unutan zaman.. Her an herşey olabiliyor.
Ve gün doğumu.. Hiç umut yok mudur acaba! Mutlak birşeyler getirecektir değil mi.
Sadece susmak ve beklemek ve selamet. ....
Kulaklarda çınlayan çığlık sesleriyle Duygumuzu harekete geçiren etkili söylemleriyle, seruma gerek duymayan köklü kelimeleriyle yine, farkını ortaya koyan şiirlerden..
Her satırı özellik gerektiren i mge fuarı.Düşsel güzellikler . ....
"Şiirde ne var biliyor musun? Bir'den'izin ortası Bir bahçenin mavi kış çiçeği Bir mahur beste Kederli bir ırmak gülüşü Bir yangından püskürmüş kül bulutu Uykusuz karanlıklar Buzlu camlar En eski tebessümler Özlemi büyüdükçe küçülen gemiler
Tebrikle ve tebessümle.
şemsiye nafile yer gürültülü, sağanak hüzünlü denizlerim yağıyorken göğe...
Tebrikler yine şahane bir paylaş