Çırağan'dan Ardıç'a Kaçışlar 1
bir şiire hasret
kalmış her çocuk
tavla pullarına
sığdırdığı kaçamak
mutluluklarla selamlıyor
kentin asi ayazını./
ve bütün iç çekmelere
şahit göçebe kuşlar
hemen sağımda./
gözlerine bakmaya
doyamadığım bir surat
oluyor karşımda
Ankara./
ve en çok solumda
kaybettiğim süt
kokulu sıra arkadaşlarımın
resimleri boy boy
pankartlarda./
aslında
babamın yaralandığı
haberiyle hastaneye
koşan da benim annem./
aynı yolun karşı karşıya
duran kaldırımlarını
birden kesen dönemeç
oluyor bu çok
erken kaybedişler./
ve son durağa
yaklaşırken bile ilerlemeye
devam edilen
otobüs kuyruklarında
bir başına kalıyor
yazlık sinemaların
Yılmaz Güney'li
film afişleri./
o
zamanlar çayın
fiyatı da bardağını
geçmezdi./
ve hiç bir arkadaş
hiç bir arkadaşı
lafın gelişinden de
olsa can evinden
vurmazdı./
neyse; yirmi
birinci asrın en güzel
zar atışını bu
akşam ben İsmail'den
gördüm;
bir de
Ardıç'ın Konur manzarası
hiç yavana atılmaz hani...