Çoban Matı

Sen beni tanıyamazsın üstadım
ben de tanıdığımı sanırım sizi
hayatımı koyduğum isteyerek
ve kellemi
yolunuza
davamıza
benim o
ben oyum işte
Büyük Taarruz'la başladı yolculuk
cezalarla
kovuşturma
soruşturmayla
sonra üç tabak ikiye indi
ardından tencere kayboldu
İzmir torbaya girdi ekmek
koca koca makineler
yıktı gönül bağımı
papatya,sümbül,menekşe
bir de gelincikler
bıraktılar yerini deve dikeniyle kaktüse
vurulduk hunharca
vücut delik deşik
döndük kevgire
dövüldük karanlıklarda lastik sopalarla
falakalarda
bağlandı gözlerimiz gece yarıları
tıkıldık tavanları akan damlara
kış ortasında
kaybettik üstad,kaybettik bizler
olan biten hayat oyununda
çoban matı !

Çok değişik bir dilin var ,
dedi Ebru.
Şiirden öte bir şeymiş benimkisi.
Şimdi nereden çıktı Ebru dersen
kıskançlık krizlerine girip;
Ebru,Semih'in sevgilisi derim sana.
Hay aptal kafam !Sen Semih'i de tanımazsın.
Semih ,bizim bardaki efendi bir arkadaş.
Çanakkale'den bulutlar geliyor
karardı semanın yüzü
yağsın azıcık be kurudu toprak ana
kocaman beyaz martılar doluştu göle
başımı çevirdim yıkımlara
dağ-tepe yığılı evlere
binlerce evdeki
binlerce aileye
görünen sefaletin iç yüzüydü
aşı boyalısından yağlı boyalısına
tozlu damlarından
beton merdivenlerine
damla damla
göz pınarları...
Hüngürdeyen insancıklardı salya sümük
çıt yok yukarıdan
saat on iki
iki bulut el ele
koşa koşa
Çanakkale'den İstanbul'a.
Varsın böyle olsun şiirimin dili
bu da öyle işte
ahla vahla ite kaka
her şey havada
ayaklarımdan başka !


20 Ağustos 1994

26 Aralık 2010 85 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    iki bulut el ele koşa koşa Çanakkale'den İstanbul'a. Varsın böyle olsun şiirimin dili bu da öyle işte ahla vahla ite kaka her şey havada ayaklarımdan başka !


    Ayakların/ın yere basması güzel...Nereye uçtuğunu bilmeden uçmaktan daha iyidir, rüzgara kapılmamak adına... Yine muhteşemdi tebriklerim sonsuz saygıyla...👍👍👍👍👍👑