Çocuk
Masamız bir yaz ayı. Sandalye
Gölgesi ağacın
Su damlacıkları düş kırıntılarıdır
Kuşların düşürdüğü
Senin yürüyüşünde
Yorgun bir yazmanın endamı
Sesin ki taçyaprağı
Ya da uçarı bir pembe
Soluğun terli, öfken terli. Sonra
Kilim yere serilir
Isınır taşlar suyun içinde
Kuyuların kumu çoğalır
Derin uykusuna dalar ay
Ya sonra
Sonrası bu işte
Kirinden pasından arınır dünya
Renk gelir dizlerime
Gölgeler ki içidir evrenin
Döker de seslerini
Kaybolur gider sokak içlerinde
Çocuk
Sıkıca kavrayıp resimli ipini
Gökyüzünü uçurur
Bereketli bir tarlanın işmarısın
İşveler içinde
keşke uçurtmamla gökleri uçurduğum yere zamanda düşebilsem be Ustam; şairden şiir okudum ve saygıyla gittim...