Çocuk Yüzümsün
Sen benim ekmek kokumsun
Sen ki benim en büyük teşbihim
Edebiyat yapmakla alakası yok
En güzel tanım teşbihle yapılır zira
Keza burdan gelmekte
Ekmek kokusu da
Şaşırma sevdiğim
Küçüktüm, mahallenin yumurcağı tadında
Bütün ablalar tanırdı
Ekmek almaya giderdim tüm komşulara
Kendimiz için de giderken
Bahşiş, harçlık almazdım daha çok ekmek kokum olurdu
Kucağımda sıcak ekmek doluluğu
Mahalleye dönerdim
Bir bir dağıtırdım ekmekleri
ve bu mutluluğu tanıdım ben ilk
Sıcak ekmek kokusu mutluluğu
Koynumda durur
Tüm varlığıyla bayram yaşatır
Şuan sanayı kokusuyla can çekişen burnuma
Hayat teşbihte güzel sen benim bayram şekerimsin
Harçlıktan daha mutlu eder, para aldığımda
Gidip şeker alma işi de bana kalırdı
Her bayram
Oysa verilen şeker bu zahmete sokmazdı
Her bayram
Hayat teşbihte güzel hayatımın anlamı
Sen benim susam kokumsun
İlk okulda haftada bir alabildiğim simitin
(ki bu da alt sınıf bir ailede var olmanın getirisi)
Başka mutluluk var mıdır varsa kimin
Bilmekte istemiyorum hani önemli olan simitti
Haftada bir 3 kişilik okul sıramda yediğim
Sen benim kalabalığımsın
Tüm hafta boyunca 'Hadi çalsın artık zil' diyerek geçirdiğim derslerin sonunda
Cuma günü öğleden sonra mutluluğu ki devamında haftasonu gelir
Ve kapital düzenin yavrusu, işçinin tek tatili Pazar günü
Tüm ailenin toplanmasıydı benim kalabalığım
Ve o kalabalıkta yaşadığım mutluluk
Tarifsiz olan sana aşkımın tek yakınlığı
Teğet geçiyor bu mutluluk bile
Tam ifade edemiyor sana olan içimdeki varlığın
Sen benim çocukluğumsun sevdiğim
Tüm bu saydıklarımın dışında yaşadığım
Şimdiyse her alanı gri binaların kapladığı
Sitelerin yok ettiği sokak kültürümsün
Sen benim gülen çocuk yüzümsün