Çocukluğum

Annemin gözlerinde
gezindi çocukluğum
Kirpiklerinde coştu bilyelerim
Boyama kitapları düştü kucağıma
Özledim
o güzel günlerimizi

Yüreğimin çekingen dudaklarında
ıslandı geçmişe yolculuğum
Güneşe sustu
ilk sevdalarım
Anımsadım
yeşil kazaklı çocukluk aşkımı

Duydum seslendiğim arkadaşlarımı
Yorgun düşerdik
güneş batmasına yakın
Annem karşılardı beni
her karanlıkta
eve girmeden önce

Sofra hazırdı
Babamı beklerdi sandalyesi
Kardeşim tuttururdu bir tekerleme
Bir sus artık!
Çocukluk işte
ne denir ki..

Eller yıkanmadan sofraya
oturmanın o heyecanı
Annem yada babam
Ha anladı ha anlayacak
sofraya oturmadan
banyoya uğramadığımı
İllaki birlikte oturulacak masaya
'Birlikte kalkılacak
Ailenin düzeni budur'
Böyle derdi babacığım
çorbasını kaşıklarken
Kardeşim sürekli anlatırdı
okulda yaşadıklarını
Annemin kaşları biraz çatık,
Babamın yüzünde
o her zamanki tebessüm

Masa birlikte toplanırdı
Herkesin bir görevi vardı
Ben tabakları toplayıp,
bırakırdım mutfaktaki lavaboya
Kardeşim ne yapardı
hiç anımsayamadım şimdi.
Belkide hiçbir şey yapmaz
odasındaki bebeklerine koşardı
Hınzır kız !

Sessiz bir çocuktum
İçimde yaşardım her zaman
Babam bilirdi bunu
Ama annem anlamazdı pek
O yüzden ikisini
birbirinden farklı görürdüm bazen
Yinede hayretle bakardım
ikisinin başında dolaşan
eksilmeyen o sevgilerine
Bu sevgiye babamı kaybedene dek
tanık oldum her anımda
Özledim birbirlerine
görünen sevgilerini
Annem Babamsız kaldığı
yıllarda da hep sevdi babamı
Kıskandım
zaman zaman onları
sevgilerini..

Çocukluğum annemin
gözlerinde kol gezerken
yağmur taneleri düştü
balkondaki çiçeklere
Uyandım..
Özlemişim ailemi
Bir damla düştü
çocukluk soframıza
İç çektim
Kederlendim...

04 OCAK 2012

07 Ocak 2012 51 şiiri var.
Yorumlar