Çocukluğum - 2
Zili çaldı okulumun
İlk derslik heyecan
taştı bahçemize.
Çocuk cıvıltısı yayıldı
sınıfımıza
İlk öğretmenimi özledim
alfabeyi zihnimden geçirirken.
Adamlığa ilk adım attığım
sınıfımı özledim
teneffüs bitiş zili çalarken.
Babamın yeni aldığı
ayakkabıları eskittim
top oynarken.
Okul çıkışlarında,
Annemden gizlice aldığım
midyeyi özledim.
En son derste çalan
zille birlikte
atardık kendimizi dışarıya
telaşla.
Hemen öyle eve gidilmezdi.
Olur mu hiç
boş arsada bir maç yapmadan,
bisikletle bir tur atmadan.
Bostanlı o zamanlar
boş arsayla doluydu
Şimdi olduğu gibi
beton yığını başlamamıştı henüz.
Heyecanla daldığımız,
erik bahçelerini özledim.
O anın ne büyük
haz olduğunu şimdi anlıyorum
özlem duyarak.
Okul dönüşlerinde,
boş arsada
top oynamanı yorgunluğuyla
varırdık eve.
Annemden azar işitmekte olsa
yapardık her seferinde
aynı şeyi.
Evde yemek yedikten sonra
Hurra yine sokak
Evimizin arka tarafından görünen
parkta geçerdi ömrümüz.
Artık canımız,
ne isterse o oynanırdı.
Bu oyunlar,
hava kararana sürer,
Sonunda da annemin balkondan
bizi eve çağıran avazı
ile son bulurdu.
Hadi eve artık!
Gün bitmişti
Üzerimizde anlamsız
bir hüzün
başımız önde
çıkardık merdivenleri.
Ertesi gün
yine erken kalkılacak,
yine okula gidilecek.
Birazda bunun sıkıntısıyla
çalardık kapımızın zilini
Annemin kapıyı açtığında
yüzüne oturan o sert ifade
gözlerimin önünde hâlâ
Yıllar sonra,
O sert ifadeyi özledim.
Gözlerimi diktiğim tavandan
yana çevirdim başımı.
Uzaklardan,
bir okul zili çaldı
Cıvıl cıvıl
çocuk sesi geldi
kulaklarıma.
Özlemişim okulumu
Göğsüme
bir sıcaklık ilişti
Hatırladım,
sınıf arkadaşlarımı
Özledim
Benden uçup giden
çocukluğumu...
16 OCAK 2012