Çocukluğum ve Anılar
Eskiden… çok eskiden
-Eskiyen çocukluğumuzda yani-
Bizim mahallede evler hep göz hizasında
Sözler kırıp dökmemeye meyilli
Davranışlar biraz lümpence ve fakat aşk kadar şık
Komşuluklar -bir fincan kahve kadar- kırk yıl hatırlı
Gözler birbirine yazılan iki şiir
Bakışlar, dost sofrası kadar birbirine açık olurdu…
Şimdilerde
-Biz büyüdükce büyüdükce yani-
Evler de büyüdü;
Çok katlı…/ çok merdivenli…/ çok asansörlü
Ve başı bir mızrak gibi göğün yüzünü delmekte…
Sözler ayrılıkcı
Gözler birbirine kör
Birbirinden yüksek…/ birbirinden alçak
Bakışlar birbirine uzak
Birbirine tümden kapalı
Komşuluklar göz ucuyla birbirine kurulan tuzak…
Her gecen gün…/ her gecen gün…
-Büyüdükce büyüdükce yani biz-
Kuru bir toprağa…/ ölü bir yaprağa dönüşüyoruz
Rengimizi kaybediyoruz an be an;
Çiçeklerin rengini
Ağaçların ve otların yeşilini…/ denizlerin, göğün mavisini…/ ve de gök kuşağını
Büyüdükce büyüdükce; gri bir betona dönüşüyor rengimiz…
Ah! çocukluğum “elma” dersem çık “armut” dersem çıkma…
Elmaa…Elmaaaaa…Elmaaaaaaaaaaaaa…
Günün şiirini ve şairini kutlarım. ❣