Çocuktuk Bizde...

Çocuktuk bizde yılar önce,
Küçücüktü bizim için, yaşadığımız şirin ilçe.
Şeceresi ezbere bilinen güzel bir mahalle,
Mahallede hep saygılıydı hem dede hem de nine.
Fakir değildik aslında gönülde zengindik bizde.
Önemli değildi o zaman zenginlik, paylaşılırdı üzüntü ve neşe.

Çocuktuk dedim ya;
İskarpinlere inat, naylon patik giyerdik çocukça eğlencelerde.
Askılı pantolonlarımız vardı, çok güzel olurdu, malum patiklerle.
Kirletmeye korkardık oyunlarda çıkarır dürerdik güzelce.
Şimdinin ayıp sayıldığı dikme donlarla kalırdık sere serpe.
Çamura bulanırdık tenha köşelerde,
Zilli çalınca geçen zamanın, panikle doğru temizliğe... denize.

Çocuktuk dedim ya;
Eve dönüşlerimiz belirlenirdi mahallenin İmamı Gül'ün akşam ezanı ile.
Annelerimiz anlamaz sanırdık akşam yemeğine telaş içerisinde.
Ne tatlı telaştı o, tüm akrabalar ya da komşular hep birlikte.
Yorgunluk hâsıl olurdu esnemelerimizin ta içinde.
Dersler sorgulanırdı derin sohbetlerde, yanıtlar başarılar ile.
Uğramazdı babalarımız okula, meşguliyetlerinden mütevellit güvenleriyle.

Çocuktuk dedim ya;
Tatiller kovalanırdı zamanın saatli-maarif takviminde.
Koparılınca erken gelir sanırdık hedefte ki neşe.
Zaman inat eder, kendi istediğinde getirirdi tatili bize.
Ellerimizde karne, yalnızca takdir ve teşekküre vardı hediye.
Tatil güzeldi, toplanırdık nam-ı değer çete üyeleriyle.
Zümre mahalleleri gezilerimiz başlardı ücretsiz ziyafetlerle.
Haram değildi sanırım geçtiğimiz yollardaki masum her meyve.

Çocuktuk dedim ya;
Pusu atılırdı uygun bir yere, düşmanlık değildi sadece gözlemleme.
Zümreye tabi çocuklar matchbox oyuncaklarıyla annelerinin elinde.
Teşekkürleri akrabalarınaydı, tabi onlar gurbet ellerde.
Ağabeylerimizin sözlüklerinde kibrit kutusu demekti o harika hediye.
Birebir yapmışlardı, o hiç görmediğimiz gerçek arabalar ile.
Zümrenin çocukları kalın giydirilirdi üşümesinler diye.
Ama çamura ve soğuğa değmek, üşümek değildi bizce.

Çocuktuk dedim ya;
Hareket edilirdi, seyircisi olduğumuz yerden başrolünü oynadığımız mahallemize,
Arabalar düşerdi aklımıza koşardık sahile,
Otururduk bankaların isimleriyle süslenmiş banklara ters şekilde.
Beklerdik hangi plaka daha çok geçecek diye.
Heyecan büyük olurdu saatlerce, kazanan leblebili gazoz içecek diye.

Çocuktuk dedim ya;
Bilseydim çamura bulanış hayata dair antrenman, düşer miydim yinede.
Bilseydim herkes yabancı olacak, katılır mıydım o içten sohbetlerine.
Bilseydim seveceğim o zümreden, işler miydim ah geçirişlerime.
Bilseydim her geçen plaka hasretlere gebe, oyalar mıydım hiç gazoz içilecek hevesiyle...

Çocuktuk dedim ya;
Tüm bunları bilebilseydim çocuk kalıp, büyür müydüm yinede?

11/10/2008

11 Ekim 2008 43 şiiri var.
Yorumlar (1)