Çok Pis Zaman Harcarım
Ağzımda bir karış lafla
Saatlere düğüm atmayı iyi bilirim
Arada sırada gözlerine bağdaş kurup
Hayatına dair yazdığım denemeleri
Soluklanmadan sana okuyabilirim
Canım sıkılınca kendimi öldürüyorum
Envai çeşitlerde
Bir meydanda
Bir ağacın altında
Kimse farketmiyor ya yaşadığımı
Öldüğümde de öyle
Çok pis zaman harcarım
Kendimi koltuktan yatağa ata ata
Hayatın her şekilde geçtiğini bilenlerdenim
Seninle veya hepberaber
Kör veya sağır
Saatler insanlarla dalaşırken
Kitaplar raflardan onları seyrediyor
Her satır kendi yüzyılının dilsizi
Külüstür geçmişimize
Yaldızlı bir gelecek kırpıyoruz
Ben kağıtları keserek
Kalbimi oyarak
Kayıplarıma bir köpek gibi havlayarak
Çok pis zaman harcarım
Hayatımın manzaralarından insanlar çıkartırım
İnsanlar koyarım
Biliyorum ışıkları yok
Yakınlarında ateş yakarım
Kalbi olmayan kaçar
İnsanlar ormanlarda kaybolurken
Şehrin ortasında saatleri kırarım
O kadar uzun ki bazen bir dakika
Kır kır kırılmıyor
Ama ben pes etmem
Biliyorsun
Çok pis zaman harcarım
Ömründen sana çok geleni bana verebilirsin
Herkes boşa harcar da kimseye bir saniye bile vermez ömründen. Güzel bir ironi. Kutlarım.
Şu hayat meşgalesinde ölüp ölüp dirilmekte farketmese de insan. Yüreğinize sağlık, şiir hakettiği yerde. Kutluyorum Murat bey
Güne düşen şiirinizi tebrik ediyorum Murat bey. Harcar ve aynı anda kazanırız ya da tersi. Zaman uzar ya da kısalır bizim iç sesimize yaslanıp.
Saatler insanlarla dalaşırken
Kitaplar raflardan onları seyrediyor
Her satır kendi yüzyılının dilsizi
Hayatımızın manzaralarından insanlar çıkartırken evet raflardaki kitaplar da içlerindeki kıpırtıyı yansıtmak istiyorlar dünyaya. Ama biz onları raftan indirmeyi başarırsak. İnsan, kitap ve kainat üçü de açılıp okunmayı bekliyor. Güzeldi şiiriniz. Daha nicelerine...👏👏👏