Cüret
Elbet
Bir mana var benim adımlarımda
Yola kimsede olmayan bir cüret ile çıktım
Ne korku ne tasa
Artık
Bir bomba gibi yürüyorum şehrin yüzüne bulaşan
Her gün bir bomba gırtlağımda
Buna dayanmalıyım
Ölünce
Sırtımda dinmeyen beyaz bir ağrıyla ölmeliyim
Ümüğüne basmalıyım onun
Bir tırpan gibi savurmalıyım hınçla
Bir cinayet tazeliğinde gülüşümün
Kuşandığım çocuk sesleri örtüyor üzerimi
Beni hırpalayan annemin gülüşleri
Gırtlağımda soludukça
Yürüsem
Sarkık bir bomba gibi yüreğime değdikçe
Sesim
Korkunç parçalanmış bir ceset gibi
Yüzümde annemin elleri
İştiyak mıdır tehassür mü
Beni
Sabahın
Koynuna sokulmuş bir yorgunlukla şehrin yüzüne boşaltıyor dünya
Bitmeyen bir kahkaha ile
Umudumun üzerinden geçen traktör sesleri
Koyu bir renge bulandıkça yazgım
Aksayan
Savrulan bir yanımın olduğunu anladım
Ancak ben
Tırpanı savuran ben
Buna dayandım
Artık
Ne kadar çirkin bir yüzü olduğunu biliyorum dünyanın
Beni
Kabaran bir cüret bırakmıyor
Ölürsem
Sıvadığınız o yerlerinize tükürmeden ölmeyeceğim