Çürüyüş
Gidişini izlerken,
gölgenle kaldım...
Baktım,
giderken...
Kavurmuşum kendimi,
içimde soldum!
Çocukken çok yapardım,
parmaklarıma...
...
yüreğime sürdün tutkalı
kurutup soydun işte!
Gelmeyeceksen, beklerim Seni
yara kabuğu işe yarasın,
hıncım dolama olsun
kırsalında kalsın!
Güzel güldüğünü bilirim
-aklıma geldi-
dönersen acılığıma sür yüzünü,
Sen tatlı gidince
Aşk acı kaldı!
Çalıştığım yerde çoğu zaman tutkal gibi bir yapıştırıcı kullanıyoruz. Ve bazen o akışkanlık ile parmaklara da bulaşarak hemen deriye yapışabiliyor. Sonrası o rahatsızlık hissi ile derinin soyulması ince ince, tırnak ile kazıyarak. Şiiriniz bir dizesine istinaden paylaşmak istedim. Çünkü şiir her yerde ve hayatlar ile özdeşlik yakalayınca okurda etkisi artıyor. Şiirin son kısmına ayrıca bir yıldız işareti bırakarak, kutluyorum kaleminizi.
Hep ne naif noktamız ; çocukluğa sığınırız ,
İyi bir şiir okudum
Kutlarım .
Gittim. Sandın. Kara libasla yokluğunu giyindim üzerime.
Çocukken hep saklanırdım nar çiçeklerin arasında. Dikenlerin izi hâlâ avuçlarımda, baktıkça nedense acıttır izleri.
Aşk yarası kabuk tutar İzi kalır.
Kaleminiz var olsun her daim Veysel Bey sevgiyle.