Dağın Ardı Özgürlük

Dağın Ardı Özgürlük

Fırtınalı, ıssız, yoğun bir karanlık…

Tükürsen tükürüğün dilinde donacak!
Kulaklarında bitmek bilmez bir uğultu!
Havuç burnun ha düştü ha düşecek!
Gözlerin kuyu gibi çökmüş dibine, mağara girişi!
Kurt ulumaları geliyor biraz ötedeki bulut sarmalının derinliklerinden.
Daha çok yolun var gidilecek!
Dizlerinin bağı çözülmüş, kalmamış adım atacak dermanın!
Çakal sürüleri iniyor aşağılara ormanın eteklerinden…
Sen bir başınasın.
Kim bilir elli yüz metre ötende birisi daha vardır, hatta birileri!
Aynı yola koyulmuş, aynı yöne gidenler vardır!
Bir ünle, duyulur belki imdat sesin!
Ses ver vardır elbet bir duyan yada dinle var mı seni çağıran! ?
Bu yol yalnız gidilmez!
Çoban ateşleri yanıyordur ötelerde görmesini bilirsen, iyi bak, dinle…
Koma beni bu yollarda dizlerim, dayan biraz daha.
Kulun kurbanın olam ayaklarım donma bu zamanda, donacak zaman değil.
Tilkilerin gözleri parlıyor senin her sendelemende!
Düşme sakın, dağın ardı yakın, ha geldi ha gelecek!
Yaman esiyor rüzgar yaman, seni yolundan eğleyecek.
Durma sen, daha yolun var gidilecek!
Dayan biraz daha, son bir gayret seni ötelere geçirecek!
Yalnız değilsin iyi bak, görürsün yolun parıltısını önün taş, kaya, yolun sarp olsa da…
Dinle aydınlık türkülerini ulusların, usunda söylenen Dağ Başını Duman Almış Marşı’ nı mırıldan!
Sesin çıkmasa da söyle sen, olmazsa da duyan, belki de gören olur seni bu yolda!
Bu yol çetin yol.
Sarp kayalar yol vermez, geçit vermez bu dağlar, bu soğuk, tipi, fırtına, karanlık…
Kolay değil elbet, gayret ister, birlik ister...
Yürek ister!
Dağın ardı özgürlük! ..

15 Temmuz 2020 68 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (5)