Damlalar
Doğarken ağlar ya insan
Bir daha ağlamam diyordum
Sayısız ağlamaları yaşadı gözlerim ne çare
Damlalar sayılsa kaç yürek olur
Kaç kez üzülmüştür, kırılmış, yıkılmıştır
Kaç gidiş yaşamıştır bilinmez
Aldatan sokakların adı yok
Şehirlerin tabelası kaldırılmış
Hasretin çöreklendiği tepeler çevrelemiş dünü
Çaresiz bir yalnızlığın tam ortasında çarparım
Mazi kılıfından çıkarılamayan yaşanmışlıklar var
Hüzne kölelik devri geçilemedi bir türlü
Azat edilmenin zamanı yok
Güldüğüm olmadı desem yalan olur
Bir kahvaltı masasında mesela
Ya da bulutların ardına gizlenmiş bir şafak vaktinde
Dudaklarımın doymadığı tebessümler az değil
Martılara bulaşmış akşamları yaşamak da vardı
Ve ardından
Ya içe ya dışa ağlamak da
Hani bazen insan bir şarkının bir notasına takılır
Uçar gider ya mazinin bir yerine
Orda kalmak ister de kalamaz
Çünkü şarkı biter
Hüzün saklanır damlalara
Sessizce avuçlara düşer
Ne dün geri döner inadından
Ne bugün yarına uzanır
Özlenenden derin bir iz kalır
Ben gibidir her insan neticede
Hep gönül yalnızlığından utanır
Çaresizlik ad olur
Geriye derin bir iç çekiş kalır
Bir de damlalar
güldüklerimiz ve ağladıklarımız... yaşam için ikiside gerekli güldüklerimizin çok olduğu bir dünya dileğiyle yüreğinize sağlık diyorum..
Sanırım insanlık artık çok yalnız...
Arı duru bir şiir diliniz var Turgut bey,her fırsatta okuyorum şiirlerinizi.Birçoğu ders niteliğinde,şöyle bir düşündürüyor...
Kutlarım...