Darlanış
Tutsak,
Her şey tutsak...
Sonbahara tutsak iğde dalı gibi
Ege'ye tutsak mandolin gibi
Koskoca bir hayat tutsak
Dudaklarında bir adam tutsak...
Hiçbir zindan büyük değil
İstanbul desen, ancak bir hücre...
Akan bunca kan, bunca yaş nedir ki?
Odalar dolusu ayrılık içinde bir katre
Perdeler kefen gibi bembeyaz
Sarı ışık vurunca sanarsın mevsim yaz
Yaz;
Hani sabahı sevişerek beklediğimiz
Uykunun âşktan çaldığını zannettiğimiz
Bir fısıltı ile dünyayı sağır ettiğimiz
Bir temâs ile cehennemi titrettiğimiz
Tutsak,
Herkes tutsak...
Ne kadar hızlı yürüseler de,
Ne kadar gülümseseler de,
Hepsi yolculanmış yolcudur
Hepsi terkedilmiş perondur
Ne olacaktı?
Nihâyetinde her şey bir oyundur...
Nihâyetinde her şey bir oyundur...
Anlayabilse insanlar mesele çözüme ulaşacak zaten.. Demek ki hala vakti gelmemiş anlaşılmasının..
Her şey bir oyun..
Kutlarım Ağabey..
Nicelerine..