Dedim
ilk, bir ağacın gövdesine sarılmış
ağlarken gördüm seni
dedim kuytu bir yerde, uzakta annesinden
çocuklar kavgaya tutuşmuş
kaçmış kaçmış kendinden, yorulmuş...
ilk bir buluttan düşmüş gibi
bulanık, hayali ,mavi bakışında
kendimi gördüğümde sevdim seni
dedim bana çarptığı bütün gölgeleri
ruhuma tam uydu
giyindim giyindim ,çıktım seni
ilk, uzun bir ayrılık mektubunun
daha başında kalbinden vurulmuş bir
kelimenin ruhundan ,tam aşağı atlarken
tuttum seni
yok dedim, yok kelimelere güven olmaz
sen iyisi mi tut beni
ilk, katlayıp katlayıp çekmecene sakladığın geçmişinle, uzun gecelerde tek tek açıp konuşurken duydum seni
dedim ne suskun, ne konuşkan ,ne yalnız, ne yazık
ah! içinin içinde biriken tuzaklara ne kör!
ilk, kabuğunu toprağın altına usulca gömüp
alıp çıplaklığını giderken anladım seni
dedim olduğu gibi bir gidiş, olmadığı gibi bir gelişten iyi mi ?
ilk, yanıtsız kocaman bir soru gibi dururken öylece, bütün kalabalıkların arasında
geçmiş ve geleceğin tam ortasında
hangi masaldan kaçtıysa öylece düşmüş gibi
avuçlarıma
çözdüm seni
dedim kaçarak gelen her şey gibi soluksuz
sonuçsuz, sorgusuz öylece,
olduğu yere en yakışan o olmuş gibi
ilk, ben kimim diye diye
kimlere kimse demişim derken
kimsesizliğime bir ad koydum seni
dedim bu benim yarım kalan ismim
kimliğime bir umut ekler de
belki, belki diye bir şey vardır dedirtir
gülüşünde unuttuğun gamzelerin...
gülmek, işte bütün meselesi bu olmalıydı sevmenin
hatta sevmemenin dahi, bir hayatta kalma meselesi ve hatta...
Emeğinize yüreğinize sağlık, çok zarif bir şiir okudum...
Anlamlı bir siir okudum evt insan seçmek çok zor kutlarım
Şiir üstü bir bakışla başkalaşıyor evren dizelerin arasında . Oysa ne sen sor, oysa ne ben susayım. Sustum.