Delilik '
delilik
çok uzun değil daha dün gördüm
pembe, mor, uluyan bir ruh
gezdi durdu odanın içinde
iyi yaparım, yine rol yaptım, gözlerimi kapattım
ensemde bir ağrı, her zamankinden farksız bir el yine
korkmadım, bilmiyordum neden korkmadım
gezdi durdu boyuna, kırklı yaşlarda bir adamın
ses tonuyla konuştu durdu çevremde
yokmuş gibi davranıyordum, ensemde bir el
sol dizimi büktüm, sağı da üstüne yatırdım
yastığın soğuk tarafını aradım, çevirdim, tamam
ses birden kısıldı, frekans altı yaşında bir kıza kaydı
yeşil elbiseli
altın küpeli bir kız çocuğu, elinde tahta kukla
gezdi durdu odanın içinde
parmaklarını duvara sürdü, eli boyuna boyadı
duvarı, kitaplarımı, kirli çoraplarımı
gözlerini görmedim, bakmadım, yoktu
başı döndü durdu lambaya, kapıya, bir de anahtara
çevirdi bir kere, ses çıkmadı, çevirdi çıkmadı, çevirdi çıkmadı
anahtarı alıp yere fırlattı, tahta kuklaya baktı
gözyaşlarını sildi
göz ucuyla baktım, nefesimi derin aldım, uzun uzun tuttum içimde
ayaklarım uzun geliyor battaniyenin altından, sarktı
çektim, pencereye baktı, gazete kağıtlarıyla kaplı pencereye
üçüncü sayfa gazetelere
yirmi dakika geçti tam, döndü durdu odanın içinde
saçları karanlıktı, yüzünü inan hiç görmedim, hiç
bir şeyi arıyordu, deli gibiydi, tiki vardı
başını sola atıp durdu, hiperaktif yapısından vurgun yemiş gibiydi
korkmadım hiç, inan korkmadım
sanrı görüyorsam, yoksa, hiç korkmadım
yok dedim, boşver, gezsin dursun odanın içinde sana zararı yok
hiç konuşmadı ama benimle, neden? bir şey anlatır gibi
döndü durdu odanın içinde, pencerede, kapıda, duvarda
geldi oturdu yattığım yere, ayaklarını uzattı kafamın yanına, sağa
bir şey arıyor gibiydi, kızım demek istedim, ne arıyorsun? kızım
içimden konuştum, kızım dedim, duymadı
duymaz tabi, içimden konuştum, yoktu
yalnızca ben vardım, yatak ve battaniye, yerde dört kitap
dolu bir sigara tablası, tütün poşeti, çakmak, o yoktu
uyumadığıma emin gibiydim, aslında değildim, bilmiyorum
geldiği iyi oldu gibi oldu
uyumuyordum, bu naçizane bir gerçekti, kızın elbisesi yeşildi
yüzü yoktu
oda uyumuyordu
o da uyumuyordu
eline dokunayım dedim, unuttum
yoktu
kafasını sağa sola çevirdi, bir şeyi, o bir şeyi
hala arıyordu
kendimi bıraktım, ona bıraktım, izlemekten vazgeçtim
kalktı yine dolaştı odanın soğuk griliğinde
geldi yanıma yattı, kalktı dolaştı
yattı
dolaştı
anahtarı aldı, ısırmaya çalıştı, yiyemedi
çikolata gibi değil ki dedim
duymadı
uyumuyordum
elektrik azaldı gibi oldu, bir şey oldu, kırmızı ışık pembeye döndü
gitti sandım
uyumuyordum
onu görüyordum, onu arıyordum, iyi oldu geldiği
yere oturdu, kitabın birini aldı ve kapağını çevirdi
kalem tuttu küçük elleri, tırnakları yoktu, paspal elleri
bir şeyler yazdı, altına yarım yamalak bir imza attı
yoktu ama görüyordum göz ucuyla
kalktı, kapıya yürüdü, açamamıştı daha önce
yürüdü
yürüdü
kapıyı açmadı
gözlerimi kırptım, oksijen yaktı
yoktu, kapıdan geçip gitti
kitabı aldım, kapağı çevirdim
'buradasın diye gelmiştim, keşke olsaydın, anlatırdım...'
Şiiri okuyunca güzel hikaye konusu olur dedim bu konudan 🙂
Kaleminize sağlık