Demsiz Hayat
Özlemiştim bir şeyleri deminde özlemeyi
kaygılarımın gölge boyunu kısaltabilseydi eğer
güneşin sıcak kayıtsızlığı
kim bilir
bir zamanlar yeşermeye fırsat bulamayan
ne çok şey
mavi mavi göz kırpardı
közle demlenmiş bir fincan kahveye
ama işte iklimsizdi zaman
kırık ekilmiş tohumların üzerinde
renklerin yeryüzüne yolu susuzdu
ve intihara meyilli büyüyordu az da olsa ışığa ulaşanlar
hemen sonra küf çiçekleri kendiliğinden demet oluyordu
ben
avuçlarımda ölü kirpiklerden setler kuruyordum
tuza
böyle böyle öğrendim
yaşama salamura tadında bakmayı
ve gizlenmiş denilen lezzetler
hiçbir vakit üç harfli nüfuz etmedi tenime
oysa
bir daha oysa demeyeceğim demiştim
yıllanmış çam kozalağına hediye gözüyle baktığım
kara önlüklü yıllarımda
ama işte hayat deniliyordu
nedenli nedensiz büyüyen ağacın adına
ve adil yükseklikte değildi çıkıp düştüğümüz dallar
nihayetinde geldik bugüne
sırtımızda dilimize yasak sözcüklerden gitgide ağırlaşan bir heybe ile
yürüyor muyuz duruyor muyuz
pek kestiremesek de artık
böyle böyle öğrendik
gölgelere kayıtsız kalan bir güneş değilmiş...
"ve adil yükseklikte değildi çıkıp düştüğümüz dallar".. Bir türküde geçiyordu sanırım ' dertler bir olay idi, ağlamak kolay idi'.. Özenle yazılmış şiir için kutlarım, kaleminize sağlık.