Deniz Aşırı Yıkıntılar
giderken
yüzünün sıcaklığını
birer mıhla avuçlarıma tuttur demiştim
anlamadın
ve hâlâ bilmiyorsun değil mi
sen giderken
ellerimi semaya çevirecek
son cüretimi de kattın valizine
ellerim öyle soğuk ki
şimdi o gemide sana ulaşan rüzgâr
yüzüme çarpan buz dağlarının
nefesimden aldığı ömrün
son demlerindeki soğuktur
korkma
bir fırtınaya dönüşecek kadar
kudretli değil nefesim
ki
bilsem
o gemi
kıyısına deniz aşırı şarkıların ulaştığı
limanlara taşıyacak seni
diğer yönde var gücümle koşarım
dünyanın kenarına varmak için
ama aşk!
ne sen gittiğin yerde
sevinçlerini martılarla paylaşacak
bir simit parçasına uzatabileceksin ellerini
ne de ben
buz dağlarını aşıp
yüzümde son bir kez ılık bir rüzgâr hissedebileceğim
ve buzlar eriyince benden sonra
yine burada olacak her şey
okuyabileni için
yıkıntıların da parmak izleri olan
bir liman öyküsü olarak
Şiiri okurken acaba dedim "yar" değil de başka bir kelime mi olsaydı yerine.. Şiir güzeldi, kutlarım kaleminizi. Sevgiyle.