Deniz'in Annesi
Elleri ufaktı
Avuçlarımda kayboluyordu
Sanki koca Bi dünyaydı
Yaşlıydı avuçlarım
Elleri çok ufaktı
Saçları çok uzundu
Boynuma değdiğinde yağlı urgandı
Sanki salıncak kurulacak kadardı
Mahşerde sıratımdı
Saçları çok yumuşaktı
Sözleri tuzaktı
Cümlelerinde şahşahalı tamlamaları vardı
Sanki Bi idam fermanının gerekçesi gibiydi
Ölüm fermanımdı
Sözleri uçurumdu
Uçurumumdu
Ve papatyalar kırları sarmış battaniyeler gibi
Kelebekler ilk günlerini kutlarken
Son kez güneşi gördüğünün farkında
Ben ise çınara yaslanmış iliklerime işlerken güneş
Son kez yüzüne bakmadan kabulleniyorum bu gidişi
Hiç toplayamadığın kiraz ağacına takıldı gömleğim
Hafiften yağmur çiseledi
Ve kaybettim gölgemi
Şimdi uzak çok uzak
Ufak ihtimallerin kesişimde
Yeni bahara örtüyorum battaniyeleri
Kelebekler hala mutlu son günlerinde ömürlerinin
Ağzımda mayhoş Bi tat
Galiba hala seviyorum seni
Denizin annesi...
Bir anın iç dökümü gibiydi. Kaleminize sağlık.