Desem ki
Desem ki kirpiğin gözüne süs'müş
Bakışın ebabil yuvası gibi...
Desem ki saçların siyaha küsmüş
Puslu yamaçların havası gibi...
/ben diyemem,sen duymazsın/
Bu kaçıncı gel demeyişim ?
Bilmem kaçıncı arsızlığım umut dilenirken suskun çığlıklarımla
Bir solukluk tütün
Bir atımlık barut
İçten içe kemirir gövdesini gurur
İki ayrı dünyanın iki ayrı savaşçısıyız yalın kılıç
Yenik ama mağrur
Kavgalar büyütürüz saksı diplerinde susuz,topraksız
Öfkelerimiz filizlenir kuru dallara
Yağmursuz bulutlaradır sevda
Nasırlı rüzgarlara gömülen
Bu kaçıncı kendimizden kaçışımız
Söyle kaçıncı ?
/ben diyemem,sen saymazsın/
Desem ki dokunsam rahvan tenine
Sarışım duvarın sıvası gibi...
Desem ki düşürsen beni önüne
İnanmış yüreğin davası gibi...
Titreyen mum alevine mühürlemişken tedirgin sekişini
Lapa lapa ihtilal yağdırırsın eylül gecelerine
Yazmak yasak
Kızmak yasak
İstibdat voltası zulamda
Yüz mumluk ampül olur bakışın
Desem ki
Havalandırma sıram
/ben diyemem,sen koymazsın/
Sakıncalı düş yangınlarına iliştirir nemrut ateşin
Avuçlarımda soldurursun kızıllığını
Ne olur bir tek hece fısılda sevdaya dair
Ben kırmızıyı senin dudaklarında dişlerim
Ben sarp dağ yamaçlarına nakış nakış
Senin kokunu işlerim
Ne olur yak ama susuz koyma gözlerimi
Kerbela'm olma ne olur
Nefesime aç bırakmam nefesini
/ben diyemem,sen doymazsın/
Desem ki bir demet lale kokusu
Hastalıklı kalbin devası gibi...
Desem ki gelmişken ölüm uykusu
İdam mahkumunun duası gibi...
Farkına varır mısın ?
Sus söyleme !
Ben umutlar ekerim kurak iklimlerde
Ben güneşi siyaha boyar
Ben yokluğuna sayarım
Kendi kendime küser,bir başıma gülerim
Yaşanmamış bu ömrü
Sil de yeter
Bir kalemde silerim
/sen bilmezsin ben diyemem.../
Diyemem ki...