Deve mi Kuş mu?

Akıllı sel gibi, fikirde kıtlık,
Kimi dolu diyor, kimi boş diyor.
Kavramlar karışık, eylemde zıtlık,
Kimi abes diyor, kimi hoş diyor.

Talepler aykırı, dengesiz üleş,
Kaypak zeminlerde, farklıdır güreş,
Biri yağmur bekler, öteki güneş,
Kimi yeter diyor, kimi coş diyor.

Kendi zevklerince, havaya bakıp,
Olanı sevmeyip, illa kulp takıp,
Diyojen misali, bir fener yakıp
Kimi aydın diyor, kimi loş diyor.

Hakkıyla verilen, gerçek emeğe,
Alının teriyle, helal yemeğe,
Mihnetsiz bir lokma, tuzla, ekmeğe,
Kimi açlık diyor, kimi aş diyor.

Dil cambazı, gerek duymaz eleğe,
Nemrut olan, mağlup olur sineğe,
Fakat aşkla dolu, dertli sineye,
Kimi ateş diyor, kimi taş diyor.

Karışıp gidince, bakmak ve görmek,
İşe yaramıyor, düz cümle örmek,
Bin çeşit olunca, bir olan örnek,
Kimi ayak diyor, kimi baş diyor.

Gıybetten korunup, bundan kaçılsa,
Dedikodu çıkar, sözler saçılsa,
Kazara birinden, bahis açılsa,
Kimi kuru diyor, kimi yaş diyor.

Seviyorum diye, ağıtlar yakan,
Yüzünden yol bulup gönlüne akan,
Güzellik denince, cismine bakan,
Kimi gözü diyor, kimi kaş diyor.

Kalp gözüyle bakıp, candan duyana,
Hakikati bilip, Hakka uyana,
Yargısız infazla, dönüp bu yana,
Kimi oha diyor, kimi çüş diyor.

Milli ve manevi, gayretler gütsen,
Uyarı zamanı, vaktinde ötsen,
Felaketi sezip, haberdar etsen,
Kimi hayal diyor, kimi düş diyor.

Her kafadan, türlü sesler çıkınca,
Biri yapıp, biri bozup, yıkınca.
Her buruna, ayrı koku kokunca,
Kimi nefis diyor, kimi pis diyor.

Benlik avlusuna, duvar olana,
Taklitçiyi taklit edip durana,
Sürünürken, sırtımızdan vurana,
Kimi günah diyor, kimi iş diyor.

Yaratan, iklime ayar verince,
Kaç anlayanı var? Yerli yerince,
Eylül dağlarında karı görünce,
Kimi, bu yaz diyor, kimi kış diyor.

İnsan bir yanıyla, karanlık kuyu,
Burada saklıdır, istidat suyu,
Soracak olursak, hay ile huyu,
Kimi içi diyor, kimi dış diyor.

Halden anlamayana, edince minnet,
Akıl firar edip, başlıyor cinnet,
Bir yanım cehennem, bir yanım cennet,
Kimi yandın diyor, kimi piş diyor.

Eteğini tutsak, bir veli kulun,
Müdavimi olsak, bu kutlu yolun,
Ardına düşmesek, paranı pulun,
Kimi gitme diyor, kimi koş diyor.

Ya hakkımı yense, ya da hak yesem,
Bilmem ne olurdu, şu delik kesem,
Hayatın, olmazsa olmazı desem,
Kimi deli diyor, kimi us diyor.

Biraz endişeden, biraz meraktan,
Öylesine yazdım, karadan, aktan,
Sesiniz geliyor, bana uzaktan,
Kimi konuş diyor, kimi sus diyor.

Kolumu kırarak, kanat takıp ta,
Ardımdan gülerek, ağıt yakıp ta,
Yaralı halime, şaşı bakıp ta,
Kimi deve diyor, kimi kuş diyor.

24.01.2000

16 Aralık 2010 1359 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (4)
  • 👍👍👍ben hep konuş diyenlerden oldum değerli hocam. her şiiriniz bir başka anlamlı.. kutlarım.

  • 14 yıl önce

    Merhaba sayın adaşım. Mustafalar bir işe başlayınca daniskasını yapar derlerde inanmazdım.Uzun olmasına rağmen eleştiri türündeki bu eserin ahlâki felsefenin dile gelişdir. Çünkü toplumda hiç bir zaman fikir birliği oluşamaz,sağlanan uyumlar da bazı çıkarların karşılığıdır.Çok beğendiğim bu şiirinizden dolayı kutlarken,aklınız kadar bedeninizin de sağlıklı olmasını dilerim.Çiçek.İzmir. Yazım ve dil kuralları gayet güzel işlenmiş ve melodi de şiir boyu devametmektedir.Uzun şiire uyak yakıştırmak kolay değildir.

  • 14 yıl önce

    hocam daimi kalem olun yazın inşl her satırına bir bir yorum yapmak var lakin lisanım yetmez bilgece özgece has satırlar kanaat ve hoş görü diyorum ben ve mevla kişiyi istidatlarına göre istihtam eder huzuru bulacağı mutlak bir yol gösterir başı boş değiliz birbirimizden sorumlıyuz ki severiz mahlukatın her nev-ini Yaradandan ötürü saygılar.

  • 14 yıl önce

    Sayın hocam çok harika bir şiir okudum kaleminizden....Yüreğinize sağlık