Devrim
Ağaçtan yontulmuş rüyalar,
yaprakları savrulmuş düşler,
ekmek, emek hakkında şarkılar.
Orada duruyor,
ahşap çerçeve,
içinde sessizce,
devrik işçi;
Çok belirgindi ilk devrim,
biz ilk onları seslendirdik,
hüküm hükümdar ve hücum,
yankılanıyorken loş kızıl melodiler.
Tanrılar muziplik içinde,
senfoniler üretirken,
ölümlüler de türküler,
şarkılar, söylermiş,
ağıt niyetine,
sloganlar atarak.
Gürlüyor hiçlik sesleri;
zeytin ağaçlarını,
okşayan rüzgarı gibi,
Filizlenen mavi,
Manolya ve karanfiller,
ve;
huzursuz uyurken deniz,
seher rüzgarı turuncu dağların,
konçertosu sanki,
dumansız sis,
ve ;
uçucu kokular lale parfümü gibi.
Güvercin gagasında,
sanki dünya değişmişti,
bir kızıl tan vaktiyle...
Suskun //