Dibi Kara

Hane

İnsanların susup,
Kadehlerden uçuşan dumanın lafa söze karıştığı,
Kelimeleri yan yana getirip cümleler kurabilmenin haricinde,
Konuşmak için çaba harcanmadığı,
Yükü ağır sigara dumanlarının gözleri acı acı sardığı,
Yeminlerin; unutmak için,
İddiaların; öylesine dudaklardan dökülüp,
Ortamın buğusunda eriyip gittiği yerlerdir;
Yirmi metre kare yere sıkıştırılmış
Tıkış tıkış masa ve sandalyeleri ile
Sakarya Caddesi'nin zemin kat bira haneleri.
İçmenin; zevkine hamallıktan
Konuş konuşa çözülemeyen,
Hep kendimizden sorunlu mevzuların
Susarak, birazda dinlemekten, dinlenmekten
Başka bir şey yapılmadığı yerler...


Konu

Geçmiş misafirlerden miras,
Oturmuş her insanın, yaralı bir aşkı;
Hani yaşanmışlığında hiçbir büyüsü,
Sohbete değer bir ayrıntısı olmayan;
Seninkinden, berikinden, ötekinden farksız,
İlhamı sipariş edilmeden;
Demirden, oturma yeri iyice eskimiş sandalyesine
Ve tahta çizik çizik masasına sinmişliğiyle
İkram edilmiş olan,
Anlatanı aşka getiren
Cılız mevzusunu masallaştıran
Üsluba inat, hiç bir zaman kırık hava ile bitmeyen
Bir bozlak çığlığı...
Dinleyene dönüp sorulduğunda, derdinden üç beş satır
Hiç bir mevzunun kalmadığı,
Koca bir sessizliğin ortadaki bardaklardan mideye aktığı
Acımtırak bir serinlik...
Dumanlı, ara ara bam teline vurulmuş
Sallana sallana dökülüp ciğerlerden
Unutmamak için ölesiye bir niyetle
Tekrar tekrar ve tekrar...
Kanserli bir mevzudur anlatıla duran
Öyle gecelerden


Konuk

Hep kendi kendine acıyan, acıttıran
Dertli bir mızrap gibi titreyen
Hep hicazdan, hep hüzzamdan hep, hicrandan...
Klarnetin dil olup ince ince inlediği,
Kemanın göz olup ığıl ığıl aktığı,
Bilse de hatayı, hep bu acı çekişleri zevk edinerek
Yirmi metre kareye sıkıştırılmış yirmi asırlık mevzular.


Uğurlama

Kimisinde tükendiğinde cepteki paranın
Bazen de yürekteki sözün.
Kimisinde de sakinin ittirmesiyle
Hani bir taraftan da gelecek bir oturağa devşirilmiş _fark etmeden_
Yine de dindirmeden sancıyı ama paylaşılmış,
En azından, benim derdimde bu denilmişliğin huzuru ile tüketilen,
Birbiri, birbirine;
Sarhoşlar, sarhoş ayıklar birbirini ağırlar ninnisiyle biten
Bitmek zorunda olan bir gece...


Sakiye

Senelerce okunup, okutulup çözülemeyen hayattan mevzuların,
Acıyı, kederi, korkuyu, hırsı, kini...
Yaşanmış her türlü insani mevzuyu
Bir gecede ve her tekrarında yüklenen;
_Benim yükümü unutsa da her yeni misafirliğimde_
Her defasında benle bir kelamı esirgemeyen...
Yüzü gülen, kıymetli ortak;
Eyvallah!
Bu gece bir yemin daha ediyorum şahitliğinde
Dün geceki gibi;
"Tövbe; bir daha kadehe dudak sürmek yok..."
Biliyorum gülüyorsun şimdi içinden ama olsun.
Müptelaysa acıyan yara dilime
Bir gecelik ilaç yeter yarın geceye.

Paydos

Kapandığında ışıkları;
Zemin katı, acıyan bira hanelerinin
Hasreti biter, masa ve sandalyelerin.
Ve asil sessizlik...

08 Temmuz 2009 152 şiiri var.
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    İnsanların susup, Kadehlerden uçuşan dumanın lafa söze karıştığı, Kelimeleri yan yana getirip cümleler kurabilmenin haricinde, Konuşmak için çaba harcanmadığı, Yükü ağır sigara dumanlarının gözleri acı acı sardığı, Yeminlerin; unutmak için, İddiaların; öylesine dudaklardan dökülüp, Ortamın buğusunda eriyip gittiği yerlerdir; Yirmi metre kare yere sıkıştırılmış Tıkış tıkış masa ve sandalyeleri ile

    tebrik ederim abi

    çok güzeldi