Dikiz Aynası
Çayımı aldım da geldim.
Biraz şekersiz
Huzura ihtiyacım vardı, aynı durakta soluklandım.
Kuş kanadı değse şu günlerde yüreğime, Tüm bedenim acıyor.
Kırıklarım bir hayli fazlalaştı
İnancımı bulduğum yerde kaybettim..
Kaybetmediğim şeylerde var aslında,
Yaşadığım hisler/duygular
İlmek ilmek işliyor zaman lehime
Dikiz aynasından yazıyorum..!
Eylül'ün son günleri
Fakat
Ağaçlar yapraklarını dökmedi.
Hava biraz sıcak
Mevsimle beraber dans ediyorum.
İnsanlara gülüyorum
Kahkahalarım biraz gürültülü bu günlerde
Kalbim şikayetçi bu durumdan
Onlara gülüyorsun da
Bana neden ağlıyorsun,
Bana neden sessiz çığlıklar bırakıyorsun? Diyor.
Yaraladığımın farkındayım
Ama
Bıçak benim elimde değil
Oda bunun farkında değil.
Yüreğim kanıyor sonra..
Kızıyor kendine,
Beynime hükmedemediği için.
Damarlarımı kessem diyorum diner mi
İnsanların soğuk yüzüne değse
Dirhem kadar umurlarında olur mu?
Olmaz üstadım olmaz..!
Damarları kesmekle de olmaz
Ölmekle de olmaz.
Kırk mum yanar
Mumlar sönmeden çeker giderler.
Ölmeyelim başkaları için
Yeni doğanlar için yaşayalım biz.
Umudumuz kundağa sarılmış bir bebeğin koynunda olsun.
Dünyanın en temiz, en masum yeri
Hem kimsenin aklına gelmez orası
Bilmeden sarıp sarmalarlar
Büyütürüz..
Ölmeyelim, damarları kesmeyelim..
Bir çam ağacı gibi olalım.
Ne kış
Ne de yaz
Hiç bir şey rengimizi bozmasın..
Umudu hep yeşertelim!
(10:52)