Dilgüşa
Beyaz dantel yakamı soba borusuna dayayıp
Ütülemesini istedim Allah'ımdan kaotik yanlarımı
Hava eksi yedi aldırmak yoktur soğuğa
Kanı soğukların tatlı canı için sokakta kalmışlığı ruhumun
Acıtmıyor bu bile alıştım sessizliğe
Yenilmişliği ezelden aldım belki
Belki bir adım da Selvi ağacıdır
Yaprakları al yazmalı
Desenlerimde kurban rolü biçilmiş İsmailler var
Belki de tersi
Bilmiyorum Dilgüşa bilmiyorum
Saçları öfkeden dikenleşmiş kirpilerin
İsyan dolu geçmişi batıyor avuçlarıma
Ne zaman sohbet etmek istesem kendimle
Tortop olup saklanıyorum içimde
Yoksa ben beni sevmiyor muyum Dilgüşa
Yoksa sen seni sevmiyor musun
Sen beni ben seni biz birbirimizi Dilgüşa
Neden diye soramayışlarımı asıp sobanın çamaşır askılığına
Kurutmak istiyorum içimdeki bu anlamsız ıslaklığımı
İnsan en sevdiklerine ihaneti bir borç bilmişse
Adını ihanet koyun bütün sevmelerin
İnsan en çok kendini sever çünkü
En çok kendine düşmanlık eder
İçimdeki kara tahtaya çocukluğumu yazdığımdan beridir
Bütün derslerden geçiyorum Dilgüşa
Bir tek çocukluğumdan geçemiyorum
Sınıfın kenarında uzun saplı bir kürek
Ve buğday saplarından yapılmış kocaman bir çalı süpürge karşılıyor minik bedenimi
Hasıraltı edilmişliğimi de alıp başlıyorum süpürmeye
İyi süpür diyor öğretmenim
Kalmasın gübür mübür
Nereden başlasam bilemiyorum
İçim tozlu raflardan kurulu kocaman bir kütüphane
Açılmadan kapanmış bir kitabım
Yazılmadan okunmuş bir efsane
Karlı düşlerimi toplayıp soba alevinde erittiğimden beridir Dilgüşa
Belki sadece bir suyum
Islak bir çift çorabın sobayla dostluğu gibi
Yırtık ve yamanmaya muhtacım
Ben su damlalarımı ilk düşürdüğümde yüreğine
Ateşin cızırtısını duydu bütün yapraklar
Al yazmama yanmak yazılmıştı ya yandım Dilgüşa
Suyla ateşin birlikte dansıydı kulaklardaki cızırtı
Yanan Selvi ağacıydım belki
İlk defa seni sevince
Sevince seni
Yapraklarımı dökmeyi de sevdim
Tabiatıma aykırıydı oysa dökülmek
Ve işte döküldüm
Düşünsene Dilgüşa
Koskocaman Selvi ağacıydım önce
Boyum devrildi ilkin
Yapraklarım yandı sonra bir sobanın alevinde
Hangi annenin bedduasıydım ya da kınamışlığı
Hiç bilmedim bilmek de istemedim
Bilenmiş gurur bilenmiş kibir
Soba borusunda ütülenmiş yaka gibiyim
Kara önlüğümün üstünde ne kadar da şık duruyor değil mi
El örmesi işlenmişliğim
Komşulardan en güzel örnekleri isterdi annem dantel örerken
Şimdi en güzel dantel benimkisi
Öyle değil mi anne
Bir başka oluyor güzel olmanın çilesi
çocukluğuna dönüyor bu şiir; tebrik ediyorum.
Şule; Şiir yolunda açıyı iyice büyüttün, İyi şiirler okuyorum sayfanda
Sevgiyle kal 🌺