Dilsûhte
ey yâr sen benim
hem umremsin hem mekkem..(Alıntı)
Ahmer dudaklarını yazar ya hep mürekkeb
Göğsüm gök gürültülü yokluğun çakan şimşek
Yıldırımlar düşünce yüreğim bahr-ı siyah
Vedâ edercesine sarılır boynuma âh?
Gölgem bile incinir hasretten, gurura dek
Hicrân, yelkovan olur cân yangınımsa akreb
Binihaye sancıdır içimizi yâr yaran
Var olduğum sürece kabuk bağlar mı yaran?
Gözlerin derin kuyu ben de, kuyuda Yusuf;
Züleyhâ; bakışında aşikâr sırlar saklı
İnce bir çizgi vardır leb ile dil arası
Amâ...Ağır sözlerin bil ki; bir ’dil yarası’,
Kader hükmünü koydu visâl bana yasaklı
Bad-ı sabah nükseden yüzünde hüzün maksûf
’Senden’, başka gönlüme iz eden bulamadım
Ahsen...! Ahu-yi simin, bivefâ olamadım !
Şu meftûn ah u fizâr kalb aklını yitirdi
Haciliği ,mağruru bırak ittisâl olsun
Eli kanlı firkâtı çarmığa gereceğim
Dilâzürde ruhumu ecele vereceğim
Başkasına bakarsam gözlerim toprak dolsun
Bühhüt gönle değmesin yürek ferman getirdi
Dilsûhte halime bak cehennemi andırır
Feryâd figân üftâdem, çile’yi uyandırır
Demadem demsâz oldu, her duyguma tercüman
Bükâ’yı sürûr câna satırlar heceleşir
Cümlemler ağır ağıt lüzmü yok hafif sözün
İçimi sızı sarar ağlar ya gönül gözün?
Hasret boyna dolanır gündüzüm geceleşir
Yusuf,haykır ya nasip ayetlerdir argüman
Vâde dolunca elbet bahş bilinir beşaret
Sessizliğe bürün de, nûn vuslata işaret
Vuslâtı kelam
Bühhüt haramzâde
Argüman delil
Ahmer kızıl
Ahu-yi simin sevgili
Ah u fizâr âh edip ağlayan
Dilâzürde kalbi kırık
Dilsûhte bağrı yanık gönlü yaralı
Demsâz sırdaş