Dinmeyen Yokluk
Gel otur
diz çök yalnızlığıma
gönlüm sana sergilenmiş sana perişan
Ne gizli bir kırgınlık
Ne öfke içten içe
Ne de bir bahane ardına gizlenmiş sevda
Yolumuz zordur
Otur dinlen
Nefes al bir lahza.
Geliver köşe bucak sana koştuklarıma
Ne şikayet ne usanç
Tükeniyor nefeslerim boşuna
Gözlerimde hep o zamanların buğusu
En çok ellerim buruşuyor zamana
Nasılsa muhtaç değiliz bir merhabaya
Geliver
Taşı bu özlemlerimi gayri sırtında.
bu ufacık gökyüzü
şu kocaman kafdağı
şu bitmez tükenmez gayri
sefaleti ruhumun
bir kemale eriş bir vuslat ki
sendedir
tez gel
kendimi bana getir
ne sözde ustalık
ne gerçek oluşta yalan
kırılıp dökülen bir ufacık insanım
kibrimin maskesini düşürürsem yüzümden
bilir misin
aciziyetle kavrulan
siyah bir karıncayım
ne söyler işitir misin ötede kuşlar
gurbetten savrulan kimsesiz bir nidayım.
Sen vatandan bir parça
Sen topraktan bir koku
Sen yedi katmanı göğün
Ekmek gibi sıcak
Su gibi soğuk
Okuyup üfle
Kabzet ruhumu.
sar beni sarmala
kefenler gibi
bu sonsuzluğumuzun uğurlu yolu
Sen gurbetim
Bereketim
Rahmetim
Dindir içimdeki yokluğu..
beklemelerin en güzelidir sevgiliye özlem heleki sonunda kavuşmak varsa
tebrik ve beğenimle şair👑