Diyorum ki


Serkeş ışıklar gece kuşunun sesini halka halka dağıtırken sulara

kararan diplerde oynaşan minik kırmızı kuyruklu bir balıkla birden göz göze geliyorum

bir ara heyecanla avurtlarını şişirip gözlerini büyüterek sesleniyor bana

     kulaklarım sağır

     duyamıyorum ki…


Ve sert bir dalgayla kabaran deniz içinden bir ağaç kabuğu çıkartıyor

çürüyen gövdesinden epey zaman önce ayrılmış – aynı benim gibi –

bir kıyıdan yeni bir kıyıya yolculuğunda kim bilir ne mesafeler kat etmiş

ve gecenin bir vakti çıkmak için karşıma ne bedeler ödemiş

tılsımını denize dökerek suda bir takım harfler çiziyor durmadan döne döne

    alim değilim

    okuyamıyorum ki…


Ben sadece manzaranın coşkusunda ve boş bira bardağımı doldurma telaşında

birde şubat soğuğuyla uyuşan kulaklarım

hele üşümüş parmak uçlarımla.


    Diyorum ki

    şu köşedeki çalının dibinden çıksa bir şair

    okusa davudi sesiyle şöyle tane tane

    sakin sakin ve anlamı hançeresinde

    diyaframından

    ses tellerinden hissetsem bu şiiri başka bir dilde de olsa

    ruhuma ruhuma.


Halbuki ben hala manzaranın coşkusunda ve boş fıstık tabağımı doldurma telaşında

şubat soğuğuyla uyuşan şakaklarım

birde gözlerimde donmuş yaşlarımla.


13 Şubat 2019 200 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar